
MÜJDE YAZICI ERGİN
mujdeyazici@diken.com.tr
sanat@diken.com.tr
Murat Sezgi (3dots), Gizem Gezenoğlu (Pavli) ve Doğukan Çokşeker’in (Allaturca Music) bundan üç yıl önce bir araya gelip organize ettiği Bozcaada Caz Festivali, bu yıl Avrupa’nın en önemli caz festivallerinin de dahil olduğu Europe Jazz Network üyesi oluyor. Festival her geçen yıl yurt dışından izleyici çekmeye ve Bozcaada’nın dokusuna cazla renk vermeye devam ediyor. Bu yıl 19, 20, 21 Temmuz tarihleri arasında yapılacak olan festivalin organizatörleriyle konuştuk.
Bozcaada Caz Festivali’nin üçüncüsünü düzenliyorsunuz. En başta sormak gerekirse Bozcaada’yı böyle bir festivalle buluşturma fikri nasıl doğdu?

Murat Sezgi: Müzik festivallerinin İstanbul dışına daha fazla taşması gerektiğini uzun süredir düşünüyorduk. Zaten öncü olan, senelerdir yapılan, takip ettiğimiz festivaller vardı ancak Türkiye gibi harika bir coğrafyası ve potansiyeli olan bir ülkede bu tip etkinliklerin sayısının artmasının özlemi vardı. Festival ortaklarından Pavli’yi kuran arkadaşlarımızın daveti üzerine ”Burada ne yapabiliriz” diye düşündük ve Bozcaada’da daha önce bir caz festivali düzenlenmediğini ve aslında adanın dokusunun, hissinin buna çok uygun olduğunu fark ettik. Sektördeki arkadaşlarımızı ve müzisyenleri de arkamıza alarak böyle bir işe giriştik. ”İyi ki de yapmışız” diyoruz.
Nasıl bir katılım oluyor? İlgi ne yönde değişiyor? Gözlemleriniz nelerdir?

Gizem Gezenoğlu: Bozcaada’da yaşayan ve iş yapan arkadaşlarımızla konuştuğumuzda, adada özlemini çektikleri bir kitlenin festivale geldiğini söylüyorlar. Doğaya saygılı, güzel vakit geçirmek isteyen, dinlenmek ve mutlu olmak isteyen, sanatla ve araştırmakla, keşfetmekle ilgili misafirlerimiz var. İçerisinde ”Caz bahane, Bozcaada şahane” diyen de var, ”Bu seneki festival programı tam bana göreydi, o yüzden kalktım İstanbul’dan geldim” diyen de. İlk sene festivalin üç gününde bir gün biletleri tükettik ve diğer günler de yüzde 90 doluyduk. Geçtiğimiz sene yani ikincisinde tüm biletler tükendi ve Bozcaada’ya gelip bilet bulamayan ve üzülen çok fazla kişi oldu. Bu sene, henüz programı açıklamadan biletleri tüketmek üzereyiz ki bu müzik sektörü için muhtemelen Türkiye’de tek ve ilk.
Bu, gelen misafirlerimizin bizlere olan güvenini gösteriyor ve çok mutlu oluyoruz. Açık bir iletişimimiz var, hatalarımız ve eksiklerimiz konusunda bizi uyaran, festivalin geleceğini düşünen bir katılımcı profili var. Festival bilekliğini takan görevlilerimizle festival alanına giren seyircilerin henüz daha kapıda beraber dans ettiklerini gördüğümüzde festivalin beş sene sonraki halini hayal edecek bir özgüven sağlıyor bu bize.
Türkiye’de durumlar elverişli hale gelirse, festivalin gelişmesi konusunda fikirlerimiz var. Kapasite olarak değil ancak belki gün olarak. Ancak henüz buna erken.
Bu yıl festivale paralel etkinlikler, atölyeler var mı?

Doğukan Çokşeker: Yan etkinlikler programımızı henüz açıklamıyoruz, üzerinde yapmamız gereken birkaç değişiklik var ancak yine gastronomi, beden farkındalığı, yürüyüş rotaları, konuşmalar ve paneller düzenleyeceğiz. Bu noktada birlikçe çalıştığımız Erçin Çaçan, Ayça Oğuş, 140 Journos gibi işbirlikçilerimizle yine çok güzel programlar hazırlayacağız. Örneğin pop-up konserlerle adaya daha da fazla yayılmak istiyoruz. Bozcaadalılar bu konuda bizleri cesaretlendiriyor.
Bu senenin bizler için en heyecanlı konusu ‘Erişilebilir Her Şey’ insiyatifinden aldığımız danışmanlık. Engelli bireylerin Türkiye’deki kültürel etkinliklere ve mekanlara olan erişimleri üzerine bir araştırma yapmaya başladık. E.H.Ş. ekibi, bizlere engelli erişimi konusunda zor bir yer olan Bozcaada başta olmak üzere, festival özelinde hem iletişimimiz, dilimiz, festivali düzenleyen kişilerin eğitimi ve festivalin fiziksel durumu ile ilgili danışmanlık verecek. Bu konuda çok istekli ve de heyecanlıyız. Festivalin parlayan yıldızlarından birisi muhtemelen bu sene işin bu tarafı olacak.
Festival programını oluştururken nasıl yola çıkıyorsunuz?

Murat Sezgi: Samimi ve içten bir şekilde yapıldığı sürece müziğin her türünü çok seven bir festival program ekibimiz var. Caz ve doğaçlama türünü merkezine alıp farklı alanlarda müziklere de yer vermek istiyoruz. Aynı zamanda, programın kapasitesinin el verdiğince genç grupları ve müzisyenleri aynı sahnede bir araya getirmek gibi bir hedefimiz var. Ayrıca Bozcaada Caz Festivali Türkiye’de örneği olmayan bir açık hava türünde caz festivali. Adada olmanın, yazın ve uzaklaşmanın getirdiği bir his oluyor katılımcılarımızda. Biz her sene bunu daha da iyi gözlemlemeye çalışarak hem festival katılımcıların hislerine karşılık vermek istiyoruz, hem de sınırları biraz genişletmek.
Dünyanın her yerinde bu tip festivaller yerel hükümetlerden, şehirlerden ve ilgili kültür kurumlarından destek alır. Bizler herhangi bir destek olmadan ve kişisel risklerle bu işleri yapabiliyoruz. Bu ölçüde de programı, sanatçılarımızın da desteğiyle adım adım geliştirme sürecindeyiz. Bu sene Almanya, Lüksemburg ve İngiltere’den üç ayrı grup ağırlayacağız. Bizler için önemli ve güzel bir adım.
Üç yıl içinde caz festivali Bozcaada’ya nasıl bir renk kattı veya katkı sağladı sizce? İzlenimleriniz nelerdir?

Gizem Gezenoğlu: Bozcaada çok güzel bir yer, vapurdan indiğiniz anda bambaşka bir zihinsel dünyaya adım atıyorsunuz. Üstüne bir de hayatı sizler gibi keşfetmek isteyen insanlarla, müzisyenlerle, arkadaşlarınızla birlikte olunca unutulmaz bir deneyime dönüşebiliyor. Cumartesi sabahı meydandaki kahvede çayınızı içerken yanınızda bir anda Ediz Hafızoğlu, Engin Recepoğulları, Cem Tuncer, Korhan Futacı gibi usta müzisyenler belirebiliyor. İnsanların böyle güzelliklere ne kadar açık olduğunu görüyorsunuz. Hedefimiz, Bozcaada Caz Festivali’ne artık uluslararası müzikseverlerin gelmesini sağlamak. Bu sene ilk yurt dışı biletlerimizi satmaya başladık. Adada gezerken İsveç’ten, Almanya’dan ya da İngiltere’den cazseverler görürseniz şaşırmayın.
Bu yıl ki programda Yussef Dayyes, Emir Ersoy Project, Bobby Rausch, HEMI DJ Set Erkan Oğur Anatolian Blues Project gibi konserler olacak. Neler söylersiniz, bu yılki programla ilgili?
Doğukan Çokşeker: Emir Ersoy geçtiğimiz yıl Bozcaada Caz Festivali’nde zaten hafif hafif kaynamaya başlayan ortamı yakmıştı. Enerjisi, kalitesi ve kendisini çok seviyoruz. Bobby Rausch ve Pol Belardi iki ayrı Avrupa keşifi. Üç gün de festivale katılacak kişiler Yussef Dayyes ile birlikte bu üç grubu dinleyecekleri için çok şanslılar. Yussef Dayes İngiltere caz sahnesinin şu an en önde koşan güncel isimlerinden. Tarihini yakalamak için çok uğraştık ve büyük hayranıyız. HEMI, Türkiye’de kendi prodüksiyonlarını yapan ve bunu profesyonel olarak sürdüren nadir kişilerden. Gerçek bir müzik aşığı, harika enerjisi var ve o da epey güzel bir insan. Bozcaada’ya gelenlere de bize de çok iyi vakit geçirtecek. Erkan Oğur için söylenecek çok fazla şey yok. Bu sene bizlerle olduğu için çok mutluyuz. Festivalin kapanışını o yapacak.
Festival bu yıl 19,20,21 Temmuz’da yapılacak. Adanın en güzel zamanları olduğu söylenir. Neler söylersiniz ada ve caz müziğin bu güzel buluşması hakkında?
Murat Sezgi: Festival ortaklarından Çağıl Özdemir bir gün festival kurulumu esnasında konuşurken, ”Burada temmuz ayında olmak aslında yılbaşı gibi” demişti. Kaliteli ve ince işlenmiş müzikler, bunun arayışındaki ve güzel vakit geçirmek için onca yolu gelmiş katılımcılar, deniz, rüzgar, günbatımı ve güzel yemekler derken, gerçekten yenilendiğinizi ve bir çeşit yılbaşı hissini yaşıyorsunuz. Bozcaada Caz Festivali tüm Ege ve Akdeniz’deki bu tip bir etkinliği yapmak için en güzel noktalardan birisi olabilir.
Ekip adına konuşuyorum, çalıştığımızı unutup kendimizi festivalin akışına bıraktığımız bir iş oluyor. Temmuz ayı da çok doğru bir tarih. Adanın en güzel zamanlarından birisi.
Gelecekte festival ile ilgili farklı hayal veya planlarınız var mı?
Gizem Gezenoğlu: Bu sene eylül ayında bir terslik olmazsa Bozcaada Caz Festivali Europe Jazz Network üyesi oluyor. Bu Network, Avrupa’nın tüm önde gelen festivallerinin dahil olduğu bir grup ve doğaçlama ile caz müzik türlerinin geleceği hakkında konuların tartışıldığı, haberlerin paylaşıldığı bir toplantılar serisi. Aynı zamanda bu festivaller birbirleri arasında da proje üretip hayata geçiriyor. Ekibimizin üyeleri daha önce bu toplantılara farklı vesilelerle katılıyordu ancak 2019 yılında İtalya’da yasal olarak ilk defa üye sıfatıyla bu toplantılara katılacağız.
Bu, Bozcaada Caz Festivali’ne ilişkin kurguladığımız uzun süreli hayallerin neticesinde attığımız bir adım. ”Neden dünyanın bir sürü şehrinde olduğu gibi Bozcaada Caz Festivali de 50. senesini görmesin ve kendini her sene geliştirmesin” diyoruz. Ayrıca festivalin Avrupa caz festivalleri takvimine girmesinin ülkemiz adına da ciddi faydalar getireceğini düşünüyoruz.
Festivalin programına ‘bozcaadacazfestivali.com‘ adresinden bakabilirsiniz.