Mevcut durumu ipe sapa gelmez sosyolojik analizlere, seçmen reflekslerine kilitli yorumlara sınırlayarak meşrulaştırma çabasında olan iktidar dalkavuklarına itibar etmenin bir anlamı yok.
Mevcut durum bellidir.
Türkiye 2010’dan beri kartopu gibi büyüyen bir kirli siyaset sarmalı içinde düğümlenmek üzeredir.
Din ve para ekseninde güç kazanmış bir siyaset mühendisliği, korkuyu ve baskıyı tek geçerli siyaset aracı kılan hukuk itlafı ve eski Türkiye’nin ‘derin’ unsurlarıyla ittifakı Yeni Türkiye adı altında sunmak gibi akla fikre zarar yöntemler sonunda, Cumhuriyet tarihinin en ucu açık, kırılgan dönemine girilmiştir.
Toplumsal düzlemdeki üçlü parçalanma (laik, siyasal İslamcı ve Kürt), seçilmiş siyasette yüzde 10 gibi faktörlerle beslenen bariz denge bozukluğu, anayasal uzlaşma zemininden kopuş, belalarla dolu bir gelecek vadetmektedir.
Yaşanan, bir rejim krizidir.
Bu krize, her türlü uzlaşmayı reddeden; yönetmeyi çatışma ve çatıştırma, inkârcılık, inat, hayali düşmanlar üretme, faydacılık üzerine kurgulanmış kamplaştırma gibi tam da eski Türkiye’yi tarif eden zihniyetle eşleşerek sürdürmeyi tercih eden AKP yol açmıştır.