‘Devrim mahiyetinde bir adım’ diye altını çiziyor.
En temel hak ve özgürlükleri bırakın korumayı, daha da budama adına gayet ciddi bir ‘karşı-devrim’ olduğuna şüphe yok.
İçine baharat gibi serpiştirilmiş bazı dilekçe kolaylıkları, belge alma rahatlığı da bu manzarayı örtmeye yetmiyor.
Bu paketin adı kamuoyunda ‘makul şüphe paketi’ olmuştur.
Toplumun yeniden çocuk gibi kandırılma teşebbüslerine maruz kaldığı, laf kalabalığı ile göz boyamanın; bakın kuş geçiyor derken yangından mal kaçırmanın marifet sayıldığı bir döneme girdik.
Ama asıl ‘devrim’, AKP’nin kendi içinde yaşanmakta.
Toplum fert ve kesimleriyle sivil iktidarı paylaşmak yerine, onu kendinde toplama ve her şeye aklına nasıl eserse öyle hükmetme devrimi.
‘Bakın böyle giderse Ankaralılaşırsınız, devlet partisi olup sonra bu ülkeyi parti devleti gibi yönetmeye kalkar, sonunda bitersiniz’ diye bunca yıldır boşuna çırpınılmadı.