Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ, darbe girişiminin ardından binlerce kişinin tasfiye edildiği yargıda yeni alınanların tıpkı Gülen Cemaati gibi cemaat ve tarikatlardan seçildiğini, ‘Hakyol, Süleymancılar ve Menzilciler’ tarikatlarından birçok adayın alınmış olabileceğini belirtti.
Cumhuriyet’ten Kemal Göktaş’a konuşan Karadağ, atanmak isteyenlerin referans bulmaya çalıştığını belirterek, “Yargıç savcı adaylığı mülakatında şu ana kadar dört kere yazılıda ilk 100’e girmiş insanların elendiğini gördük. Bunları Adalet Bakanlığı ve Yargıda Birlik üzerinden konuşmak gerekiyor. Yargıda Birlik yönetiminde olan müsteşar yardımcısının yazılı sınavı kazanmış yargıç adayına ‘her şey tamam, ama siyasi referansın eksik dediği’ biliniyor” dedi.
‘Ciddi bilgiler var’
Bunun ciddi bir durum olduğunu belirten başkan, tarikatların etkin olduğu iddialarına yönelik de şunları söyledi: “Hakyol, Süleymancılar ve Menzilciler tarikatlarından çok sayıda aday alındığı söyleniyor. Yeni alınan 4 bin civarındaki yargıç ve savcıya baktığımızda da ne yazık ki bu dedikodulara inanmak zorunda kalıyoruz. Tabii içlerinde tarikatlara mensup olmayanlar vardır ama en azından adayların içinde mütedeyyinlerin ve özellikle Süleymancılar ve Menzilcilerin tercih edildiğine dair ciddi bilgiler var.”
‘Etkin pişmanlık’tan faydalanan ve itirafçı olan yargı mensuplarından cemaat yapılanmasına ilişkin yeni bir şey öğrenilmediğini de belirten Karadağ, cemaat sempatizanlarının isimlerinin öğrenildiğini ancak ana yapının işleyişine dair detayların elde edilemediğini söyledi.
‘Sempatizanlar ortaya çıkarıldı, ana yapı eksik’
“Örneğin, 2010 HSYK’sının Başkanvekili Ahmet Hamsici çok önemli bir isimdir, suyun başında duran kişidir. Onun beyanında da ‘Gidildi, pazarlık edildi, konuşuldu ve neticede hükümetle anlaşma yapıldı’ diyor” diyen Yargıçlar Sendikası başkanı, bu bilginin daha önce bilindiğinin altını çizdi.
Soruşturmanın bir ayağının sürekli eksik olduğunu kaydeden Karadağ, şöyle devam etti: “Yargıyla ilişkili siyaset ortakları da ortaya çıkmıyor. İtiraflardan bizim anladığımız, çok az sayıdaki cemaatçiyle, çok sayıda sempatizanların ortaya çıktığını görüyoruz. Bunun da doğrusunu isterseniz adil olmadığını düşünüyoruz. Adaletin merhametli olması gerekiyor. Yani cemaat örgütlenmesi ile ilişkili olmamış, son beş altı yıldır, 10 yıldır, yargıçlık sınavına girip hükümetten, cemaatten torpil bulmuş ama cemaat içinde faaliyet göstermemiş insanların cezalandırılması doğru değil.”