
KEMAL GÖKTAŞ
kemalgoktas@diken.com.tr
@kemalgoktas
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yıllardır Galatasaray Lisesi önünde, gözaltında kaybedilen yakınlarının bulunması için oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri-İnsanları ve onlara destek veren 46 kişi hakkında üç yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Savcılık, oturma eylemine destek veren milletvekilleri ile ilgili yürütülen soruşturma dosyasını ise ayırdı.
Anayasa’da herkesin önceden izin almadan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı olduğu belirtilmesine rağmen, iddianamede atıf yapılan kanun maddeleri ve buna dayanılarak alınan kaymakamlık kararı ile Anayasa’ya aykırı biçimde ‘izinsiz gösteri’ tanımı yapılması dikkat çekti.
‘Kaymakamlık yasağı…’
Savcı Fatih Dönmez’in imzasını taşıyan iddianamede, Cumartesi Anneleri’nin düzenlediği gösterinin, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile İl İdaresi Kanunu’nun verdiği yetkiye dayanılarak Beyoğlu Kaymakamlığınca yasaklandığı hatırlatıldı.
Eylemin yasaklanma gerekçelerinin ‘milli güvenlik, kamu düzeni, genel ahlak, genel sağlık, suç işlenmesinin önlenmesi’ olduğu belirtilen iddianamede şu ifadelere yer verildi: “Saat 10:00 sıralarında yaklaşık 50 kişilik grubun Galatasaray Meydanı’na gelerek toplanmaya başladığı ve ses yayın düzeneği kurduklarının görülmesi üzerine gösterinin Beyoğlu Kaymakamlığınca yasaklandığı gruba yüksek sesle kolluk görevlilerince söylenmiş ve yasaklama kararının bulunduğu daha önceden İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri’ye yazılı olarak tebliğ edilmiştir.
Saat 12:00 sıralarında İstiklal Caddesi Oda Kula istikameti civarında yaklaşık 50 kişinin tomaların önünde toplandığı ve aralarında milletvekillerinin bulunduğu 10-15 kişilik grubun oturarak ve birbirlerine kenetlenerek gruptan bazı kişilerin, ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’, ‘Anaların öfkesi katilleri boğacak’ sloganlarının atılması üzerine toplanma, gösteri, yürüyüş ve diğer etkinliklere izin verilmeyeceği, eylemin kanunsuz olduğu, dağılmaları gerektiği, dağılmamaları halinde müdahale edileceği uyarısı kolluk görevlilerince herkesin duyabileceği şekilde ses yayın aracı vasıtasıyla defalarca yapılmış ancak grubun dağılmadığı, olay tutanağından tespit edilmiş olup uyarılara rağmen dağılmayan şüpheliler gözaltına alınmış ve Güvenlik Büro Amirliğince alınan ifadelerinde üzerlerine atılı suçlamayı kabul etmemişler ise de olay tutanağı ve yakalama tutanağında şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işledikleri kanaatine varılmıştır.”
‘Dağılmamakta ısrar’ suçu
Savcı Dönmez, ‘Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen dağılmama’ suçunu düzenleyen 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 32/1. Maddesi uyarınca 46 kişinin 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanması istendi.
Savcının davaya dayanak gösterdiği kanun maddesinde, “Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşlerine katılanlar, ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar ederlerse, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçu, toplantı ve gösteri yürüyüşünü tertip edenlerin işlemesi halinde, bu fıkra hükmüne göre verilecek ceza yarı oranında artırılarak hükmolunur” hükmü yer alıyor.
Haklarında dava açılanların isimleri şöyle: “Koray Çağlayan, Koray Kesik, Leman Yurtsever, Levent Gökçek, Lezgin Özalp, Maside Ocak, Mehmet Günel, Muhammed Emin Ekinci, Ayça Çevik, Besna Koç, Cafer Balcı, Can Danyal Aktaş, Cihan Oral Gülünay, Cüneyt Yılmaz, Deniz Koç, Ercan Süslü, Ezgi Çevik, Faruk Eren, Fecri Çalboğa, Ferhat Ergen, Gamze Elvan, Hakan Koç, Hasan Akbaba, Hasan Karakoç, Jiyan Tosun, Kenan Yıldızerler, Murat Akbaş, Murat Koptaş, Onur Yanardağ, Osman Akın, Özer Oymak, Özge Elvan, Ramazan Bayram, Rüşa Sabur, Sadettin Köse, Adil Can Ocak, Ahmet Karaca, Ahmet Süleyman Benli, Ali Ocak, Ali Yiğit Karaca, Ataman Taşbilek, Ataman Doğa Kıroğlu.”
Milletvekillerine ayrı soruşturma
İddianamede gösteriye destek vermek isteyen milletvekilleri ile ilgili de dosyanın ayrıldığı ve ayrı bir soruşturma yürütüldüğü bilgisi yer aldı.
700. haftada müdahale edilmişti.
Cumartesi Anneleri – insanları, 27 Mayıs 1995’den bu yana, her cumartesi günü Galatasaray Meydanı’na gidip gözaltında kaybedilen yakınlarını soruyordu.
Eylemin 700. haftasında, 25 Ağustos 2020 günü Beyoğlu Kaymakamlığı, gösterinin yasakladığını bildirdi. Alana takviye polis birlikleri çağrılırken Cumartesi Anneleri alanda oturacaklarını belirtti. Bunun ardından ailelere polis müdahale etti, çok sayıda kişi gözaltına alındı.
Polis müdahalesini savunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şunları söylemişti: “İzin vermedik çünkü artık bu istismarın ve kandırmacanın son bulmasını istedik. Anneliğin terör örgütünce istismar edilmesine, teröre kılıf yapılmasına göz mü yumsaydık? Bugün terör örgütleri, bu odaklar eliyle bir başka istismar alanı peşinde koşuyorlar, anne istismarı. Yapılmak istenen çok açıktır. Annelik kavramı üzerinden bir mağduriyet oluşturup, hem teröre bir mağduriyet maskesi giydirmeye çalışıyorlar, hem de toplumu ayrıştırmaya çalışıyorlar.”