Dünyanın içinden çıkmaya çalıştığı bu salgın dönemi çok değil, 20 yıl önce yaşanmış olsaydı, muhtemelen çocuk ve gençler aylarca eğitimden yoksun kalacaktı. Eğitimi çevrimiçi sunmak, internet aracılığıyla bilgiye, bilgi verene hızlıca ulaşmak ve en optimal şartlarda olamasa da eğitime devam ediyor olmak büyük ölçekte baktığımızda büyük bir avantaj olarak görülmeli.
Bu avantajın kullanılabilmesi için gereken internet ve ekran erişiminin herkeste bulunmamasından kaynaklanan eşitsizliği devletin elindeki kaynaklarla çözmesi gerektiğini düşünüyorum. Uzaktan eğitim içinde henüz tam karşılanamamış olan konulardan birisi, belki de başlıcası ise diğer çocuklarla, gençlerle olma arzusu. Bu temel ve değişmez sosyal ihtiyacın nasıl karşılanacağına ilişkin yeni yolların bulunması bir hedef olarak duruyor.
Şimdi belirsizliğin duruma hakim olmaya devam ettiğini hissettiğimiz, gidişatı öngörüp planlayamadığımız yeni bir aşamaya geçmek üzereyiz.
Pandemi dönemini atlatmış ve bugünlerin zorluklarını geride bırakmış olacağımız bir geleceğe kimseyi feda etmeksizin ulaşmayı hedefliyoruz. Bu gelecekte ‘en az kayıp ve en az ruhsal hasar’ yanısıra gelecekte pandemi veya benzeri başka zorluklarla karşılaştığımızda birey, okul ve toplum düzeyinde barış ve dayanışma içinde başa çıkmayı sağlayacak sosyal ve duygusal becerileri geliştirmiş olmayı hedeflemeliyiz.