Okulların açılması hedefine dönük en önemli adımların başında öğretmenlerin zorluklarla başa çıkabilmelerine olanak verecek sosyal ve duygusal desteğin sağlanması gelmektedir.
Bu destek çalışma koşullarında yapılacak düzenlemelerle birlikte etkili olabilir. Bu çerçevede öğretmen sayısının katlanarak artırılması, derslik başına düşen öğrenci sayısının belirlenerek buna göre ek derslik yapımı, öğretmenlerin okulda olduklarında bulaşmaya açık oldukları durumların kontrolü ve öğretmenlerin (diğer temel kamusal hizmet verenlere olduğu ) gibi aşılanmasına öncelik verilmesi gibi öneriler yaşama geçirilmelidir.
Anne-babalar ve öğrenciler desteklenmelidir.
Salgının yakın dönemde bitmeyeceği ama kontrol edilebileceği gerçeğine uygun bir toplumsal ruh hali oluşturulmalıdır.
Pandemi dönemindeki eğitim, “hızlandırılmış” ya da “müfredat yetiştirme” gibi uygulamalara dayalı zamana karşı (ve odaklanmayı daha da bozucu) bir yarış olmaktan çıkartılarak, öğrenmenin ve okulda olmanın anlamının geniş kitleler tarafından benimsendiği sosyal ve duygusal gelişimi içeren uygulamalarla okul paydaşlarının birbirleriyle bağlarının ve dayanışmasının güçlendirildiği bir döneme dönüştürülebilir.