Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Şimşek konuşmuyor olsa da biz yine de soralım: İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı içeri atıldığında piyasalarda yaşanan kıyamet o gün ortaya çıkan bir ekonomik veriden mi kaynaklanıyordu, yoksa hukukun iğdiş edilmesinden ve demokrasinin rafa kaldırılmasından mı? Benim hatırladığım, İmamoğlu’nun gözaltına alındığı sabahın erken saatlerinde açıklanan bir veri yoktu. Sadece gözaltı haberi vardı. Şimşek bunu görmezden gelerek piyasalarda yaşananları anlamaya çalışıyorsa, nafile bir çaba içerisinde ve tüm bu olup biteni hiç anlamamış demektir.
Ortada bir ekonomi politikası yok. Ortada bir “politik ekonomi” var – ama politika tek merkezli, ekonomi ise çoktan tek ayak üstünde. Kurları tutmak için neredeyse 40 milyar dolar satmışlar. Yazın bir kenara: bu para, rejimin yarattığı krize dolar bazında sadaka oldu. Aslında Şimşek, ekonomiyi yönetmiyor; kriz amortismanı yapıyor.
Şimşek’in yönetmeye çalıştığı şey bir ekonomi değil, bir enkazın üstü. Faizin seviyesi ile değil, yeni bir iktidarla toparlanır bu memleket. Kur oynar, enflasyon değişir, göstergeler süslenir ama rejim ayar kaçırmışsa, o tablo photoshop olur. Velhasıl: Kriz tek boyutlu değil. İktidar, ülkeyi yokuş aşağı salmış durumda. Ve ekonomi, o yokuştan ancak halk freni çekerse durabilir.