Toplumsal ve siyasal gelişmelerde ekonominin belirleyici olduğu bilinir. Ancak, bu gerçek, bilinçsiz bir biçimde alınır ve çarşı-pazarda dert dinlemek iktidarı devirmenin neredeyse tek yolu sayılırsa, çok olumsuz sonuçlar da doğurabilir.
Çünkü ne kadar etkili ve saygın olursa olsun, yapılmakta olan mutfak muhalefeti, şu iki büyük tuzağı bağrında taşıyor. Birinci tuzak, asıl sorun olan rejim konusunun ya çok az gündeme getirilmesi ya da, büyük ölçüde “şimdilik” bir tarafa bırakılmasıdır.
İkinci tuzak da eğer ekonomi düzelirse, muhalefet alanının iyice daralması, muhalefetin boşluğa düşmesi ve iktidarın yerinde kalması olasılığıdır.
Sonuncudan başlayalım. Yaşadığımız coğrafya bir mitolojiler, mucizeler coğrafyasıdır. Eğer yarın bir mucize olur, fiyatlar düşer, işsizlik ve yoksulluk azalırsa, yapılmakta olan muhalefet tarzıyla AKP rejimini iktidardan düşürmenin gereği de olanağı da kalmaz. Baksanıza, IMF Türkiye ekonomisinin 2021 yılında büyüme oranı ile ilgili öngörüsünü, yüzde 5,8’den neredeyse ikiye katlayarak, yüzde 9 çıkardı. Kimi güçlü sesler de başkanlık rejiminin “onarılarak” sürdürülebileceğini şimdiden dile getiriyor.