MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Halk Sağlığı Kolu Başkanı Prof. Dr. Gamze Varol, deprem bölgesindeki yağış ve selin halihazırdaki sorunları derinleştirdiğini belirterek, bulaşıcı hastalıklar uyarısında bulundu.
TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu ve sağlık emek-meslek örgütlerinin oluşturduğu Deprem Kriz Masası, Deprem Bültenlerinin 18’incisini bugün gerçekleştirdi.
Bültende konuşan Varol, 6 Şubat depremlerinin üzerinden tam 42 gün geçmesine rağmen en temel ihtiyaçların hala sorun olarak ortada durduğunu söyledi. Çadırkent ve konteyner alanlarının yanlış seçildiğini belirten Varol, “Yanlış da dizayn edildi. Bu konuda defalarca uyardık. Yoğun yağmur yağışı, sel haklılığımızı gözler önüne serdi. Haklı olmak da istemiyoruz” diye konuştu.
‘Yanlış yanlışla düzeltilmesin’
Yanlışlarda ısrar edilmesi halinde barınma alanlarının giderek birer hastalık yuvasına dönüşeceğini vurgulayan Varol, “Kaldı ki sahadan arkadaşlarımızın söylediği gibi rutin sağlık hizmetlerine dönülemedi. Temel sağlık hizmetleriyle ilgili çok ciddi sorunlar var. Amacımız felaket tellallığı yapmak değil ama bir yanlışı, yanlışla düzeltmek yerine, bilimsel olana, ortak akılla karar vermek gerek” dedi.
Depremin içme ve arıtma tesislerinin yetersizliğini ve kırılganlığını su yüzüne çıkardığını anlatan Varol, ayrıca selin de eklenmesiyle bugüne kadar tonlarca evsel atık suyunun, zehirli kimyasalların, deterjanların tarım alanlarına, yer altı ve üstü su kaynaklarına sızdığını söyledi. Su ve atık sorunlarına mevsim normallerinin üstünde, felaket boyutundaki yağışın da eklenmesi sorunları katbekat büyüttü. Varol, sözlerine şöyle devam etti: “Bölgede güvenli içme ve kullanma suyu sağlanamaz boyutta. Temiz suya erişimde yaşanan sorunlar, sel sonrasında daha da arttı. Atık arıtma sistemleri ve alt yapı sorunları da giderek derinleşti. Sele bağlı doğrudan yaşamını yitiren yurttaşlarımız oldu. Bölge halkının güvenli içme ve kullanma suyunun, kanalizasyon ve arıtma suyu çözülmeden barınma koşulları, konteyner ya da çadır kentte kalmaları çok da kıymetli değil” dedi.
‘Dizanteri, gastroenteritler, hepatit, leptospirozis artışı bekliyoruz’
Evsel atıkların karıştığı suların çadırları bastığını hatırlatan Varol, şunları dedi: “Kanalizasyon sistemleriyle daha da bulaşık hale geldi. Vektör üreme alanları ve hastalıklarının artmasını bekliyoruz. Dizanteri, akut gastroenteritler (kusma, ishal), hepatit A riski artabilir. Tüm canlılar kuru alana, yukarıya doğru çıkıyorlar. Kemirgenler, fareler de dahil. Dolayısıyla bu suyla temas edenler sadece biz değiliz. Sellerden sonra fare idrarının suya temas etmesiyle bulaşan leptospiroz (zoonotik bakteriyel hastalık) çok görürüz. Bölgede leptospiroz vakalarında artış bekliyoruz”
Toplantıya Hatay’dan bağlanan TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Onur Naci Karahancı, bit ve uyuzla ilgili ciddi sıkıntıların sürdüğünü söyledi ve ekledi “Depremzedeler büyük seralarda kaldıkları için uyuz ve bitte de artış oluyor. Sahada sürekli ilaç dağıtır duruma döndük.”
TTB Halk Sağlığı Kolu üyesi Dr. Çiğdem Çağlayan, termik santraller, sanayi tesisleri, fosil yakıt kullanımı sorunlarına hem enkazlara hem de yangınlara bağlı kimyasal madde yayılımının eklendiğini söyledi. Greenpeace’in deprem bölgesinde tespit ettiği ölçüm değerinin Dünya Sağlık Örgütü önerisinin beş katı olduğunu belirten Çağlayan; kısa vadede solunum yolu ve kalp damar hastalıkları ile zehirlenmelerin, uzun vadede ise kanserlerin görülebileceğini belirtti.
Hatay’dan Dr. Ayşe Güneş, Diyarbakır ve Adıyaman’dan Dr. Elif Turan, Şanlıurfa’dan Dr. Bulut Ezer aşağıdaki sorunlara dikkat çekti:
*Şiddetli yağmurla birlikte konteyner ve çadırların kalıcı bir yerleşim alanı olamayacağı görüldü. Önümüz yaz. Bölgenin iklim özelliklerine uygun değiller. Prefabrik yapılar için hazırlıkların hızla yapılması gerekiyor.
*Koruyucu sağlık hizmetlerinin sunumunda halen büyük sorunlar yaşanıyor.
*Kadınlar, çocuklar, göçmenler ve LGBTİ+’lar olanaklardan çok daha yoksun.
*Üreme sağlığı hizmetlerini ve doğum kontrol yöntemlerini kısıtlama politikası bilinçli bir biçimde sürdürülüyor. Doğum kontrol hapı, gebelik testi, ped gibi ihtiyaçlara kulak tıkanıyor. Gebe takipleri ve aşılarında eksiklikler var.
*Hekimlerin/sağlık emekçilerinin çalışma, barınma, beslenme ve özlük haklarında yaşanan sorunlar hala giderilmedi.