Nüfus uzmanlarına göre dünya genelinde doğurganlık oranlarının düşmesi kötü bir haber değil, aksine kutlanması gerekiyor.

The Guardian’da yer alan habere göre bazı ülkelerin alarm düzeyinde endişe ettiği doğurganlık oranlarındaki düşüş, nüfus uzmanlarının gözünde endişe edilmesi gereken bir durum değil, aksine hem çevresel hem de sosyal etkileri açısından kutlanması gereken bir durum.
Oxford Üniversitesi’nde nüfus değişiklikleri üzerine çalışmn Sarah Harper şunları söyledi: “Nüfusu hızla artırmaya odaklanmanın modası geçti ve muhtemelen kadınlara olumsuz etkileri oluyor. Yapay zeka, göç ve daha sağlıklı yaşlılık sayesinde nüfusu artırma politikalarına ihtiyaç duyulmayacak. Doğurganlık, ülkelerin ekonomileri kalkındıktan sonra, kamu sağlığı hizmetleri iyileştiğinde, bebek ölüm oranları azaldığında düşüyor.”
Harper, daha az çocuk sahibi olmanın çevresel anlamda de kesinlikle pozitif bir etkisi olduğun, bir araştırmaya göre bir çocuğun ebeveynin karbon ayak izini (CO2) yılda 58 ton yükselttiğini aktardı.
Dünya çapında toplam doğurganlık oranlarına dair açıklanan en güncel veriler kadınların yaşamları boyunca ortalama 2.4 çocuğa (toplam doğurganlık oranı) sahip olduğunu gösteriyor. Nijer’de bu oran tek bir kadın için yedinin üzerindeyken, Birleşik Krallık, Rusya ve Japonya’da ve ülkelerin neredeyse yarısında ikinin altına düşüyor. Bazı ülkelerde bu durum nüfusun yok olması riskini gündeme getiriyor.