Trabzonspor Başkanı da, Türkiye futbol tarihinin en efsane kulüplerinden birini, Hayri Gür’lerin, Ahmet Suat’ların, Atay Aktuğ, Şenol Güneş, Cemil Usta, Turgay Semercioğlu, Küçük Hamdi, Necmi Perekli, Necati Özçağlayan, Kadir Özcan, İskender Günen gibi “insanlar”ın takımını, aynı Kayyum Kültürü ile, “hakem-insan alıkoyan; rehine-esir alan” bir tarihe yazdı.
Fenerbahçe Başkanı’nın “O hakem nasıl çıkacak buradan… İnip tokat atasım…” dediği “Karizma” ülkesinde o çıtayı daha da yükseğe taşıdı.
O kadar yükseğe taşıdı ki, ancak “Onun için ölürüm” dediği “Reis” arayınca salıvermiş esirleri!
Ben de görüyorum bir çok maçta Trabzonspor’un haksızlığa uğradığını. Ama futbol tarihinde ne o bir ilk, ne bunlar son. Ne sadece onun başına geliyor.
Lakin, sanki Trabzon’da kadınlar yaşamıyormuş, sanki Türkiye’de tribünlere en çok kadın taraftar taşıyanlardan biri Trabzon değilmiş, sanki Trabzonspor’un lisanslı kadın sporcuları yokmuş, sanki Trabzonspor Kadınlar Takımı Türkiye’yi Şampiyonlar ligi’nde temsil eden ilk takım olmamış, sanki Trabzonlu anneler, kız evlatlar hiç var olmamış gibi, “100 yıl kadın gibi yaşayacağıma, bir yıl erkek gibi yaşarım” diyebilen birisi daha yeşil sahalara gelmemişti!
Döven, kıran, vuran, tekme tokat atan, cam çerçeve indiren, tehdit eden, esir alan, basan, polise emrederek gazeteci kovan bir resmi heyet demokrasi ve hukuk dersleri veriyor!
Türkiye cinnet geçiriyor.
Tek adım, tek adım, tek Kayyum, tek cinnet!