Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Ne iktidar devletinin ne ‘devlet’in özündeki nefret ve şiddet bitiyor. Elbette onca yılın kan deryası, o büyük nefret ve kıyımın bitmesi bile büyük olay. Ama yüreklerinde külliyen bir ‘barış, hukuk devleti, demokrasi ilkeleri’ var mı? Kendi kendilerine sessizce sorsalar bile, ‘hayır’ çıkar, dürüst olurlarsa! Çünkü bu büyük ‘viraj’ bir özeleştiri de isterdi: Sadece ‘kurucu önderin örgütü’nün silah bırakmasını değil, iktidarın elindeki devletin de bazı silahlarını bırakmasını, yani kinini, nefretini, şiddetini toplumun tüm hücrelerinden çekebilmesini.
Yok poster taşıdı, pankart açtı; yok slogan ya da sosyal medyada ‘tweet’ attı; yok şu gazetede yazı yazdı, yok şu bildiride imzası var, yok canımızı sıktı, yok hakaret etti diye işinden, ailesinden, sevdiklerinden, hayallerinden, hayatından edilmiş binlerce kişi var. Ve şu ‘nezaket’ ortamında dahi, onlara dair tek söz yok. Kendisiyle hesaplaşmadan viraj alan insanlar vardır elbette; ama bir devlet, bir iktidar bunu yaptığında, bir yanında ‘karış karış barış’ da olsa bir yanı ‘nefret nefret şiddet’ olarak toplumun bir kesimi üzerine çullanır.
Kendisiyle hesaplaşmadan viraj alan insanlar vardır elbette; ama bir devlet, bir iktidar bunu yaptığında, bir yanında ‘karış karış barış’ da olsa bir yanı ‘nefret nefret şiddet’ olarak toplumun bir kesimi üzerine çullanır. Sahi, bırakalım Boğaziçi Üniversitesi’ndeki polisleri… İktidarı elinde tutanlara soralım: Kendi eşlerinizin, kız çocuklarınızın; kadınsanız, bizzat kendinizin ve çocuklarınızın bu ‘6 yaş’ ve ‘kadına dayak’ küfrüne maruz kalabilmesi hoşunuza gider miydi hakikaten? Gider mi, gidiyor mu? Çünkü şahıs öncelikle ‘sizin tarafı’ kast ediyor ve üniversiteli ya da dışarıdan gelmiş, getirilmiş genç kızlar da, ‘muhafazakarlık ve inanç’ adına bu pervasız ‘erkek şiddeti’ temsilcisini dinliyor. Dövdüğünüz, gözaltına aldığınız çocuklar belki onların da güvencesidir! Çünkü bu fetvalı ‘erkek tahakkümü’nün katilleri de eşlerini, eski eşlerini, nişanlılarını, yakınlarını öldürürken başörtülü, başörtüsüz ayrımı yapmıyor. Yeter ki mahkemeden önce biraz muhakemeniz olsun.