“Türkiye’nin her şeyini bilecek” pozisyonda olan bir İçişleri Bakanı’nın bile “bilmediği” bir şey varmış: “Oğlumun ne iş yaptığını bilmiyorum” diyor. İlgisiz bir baba olsa, evdeki parayı da bilmezdi; demek ki, oğlunu özgür bırakan, onun seçimlerine saygılı, onun işlerine karışmayan örnek bir baba.
Oysa İstanbul Valisi iken, yardımcısı mı ne, Hrant Dink’e bile karışmıştı, “ayağını denk alsın” diye! Tabii, 15 ayrı telefonu ve 15 ayrı telefon hattı bulunan bir evladın da, zahmet edip bunlardan herhangi biriyle babacığını arayarak “Ben şu işi yapıyorum baba” dememesi de çekirdek aile açısından leblebi gibi sert bir durum olmuş.
Yine de, evlat bu, sağlıklı olsun da, şükredin, ne iş yaparsa yapsın artık! Ne bileyim, bir telefondan arayıp “Soma’da madenciyim”… Bir ötekinden arayıp “Torunlar’da inşaat işçisiyim”… Üçüncüden arayıp “Afyon’da cephanelikte askerlik yapıyorum”… Dördüncüyü tuşlayıp “Ermenek’te iş buldum”… On beşinci hattan seslenip “Güllük’te arıtma işinde çalışıyorum” da diyebilirdi. Nitekim böyle diyen evlatlar, kocalar, kardeşler, babalar vardı bir zamanlar!