Tokat ve mermi yiyen çocuklar… Tokat ve mermi yiyen kadınlar… Taciz ve tecavüz edilen, öldürülen çocuklar, kızlar, kadınlar… İşyerlerinde talimatla, emirle, baskıyla, tehditle ölüme yollanan binlerce işçi… Hakaret, eziyet yüzünden intihar eden askerler, polisler… Kimliğinden, inancından, mezhebinden ötürü aşağılananlar…
Ağzı kokanlar, asansörü tere boğanlar, göbeğini kaşıyanlar (Bunların müellifleri ‘çumhuriyetçi muhalifler’di), anasını da alıp gitmesi istenenler, meydanlarda yuhalatılan analar, her gün fetva şiddetine ve resmi hakaretlere maruz kadınlar, afedersin Ermeniler, memleketin her köşesinde soyuna sopuna giydirilenler, havuz medyasından her türlü çamuru yiyenler, ‘3, 5 kişi öldü diye ortalığı yıkanlar’, çapulcular, vandallar, yan gelip yatanlar, haddini bilmesi istenenler, tasmalılar, ölmüş birkaç Memet, yerlerde sürüklenen işçiler, memurlar, gaziler; tekmelenen, tokatlanan, dövülen, sövülenler…
Hepsi hepsi… İster ayrı ayrı… İster hep birlikte şükredecek: İyi ki böyle demokrasi ve cumhuriyet var… İyi ki herkes kanun karşısında eşit… İyi ki Cumhurbaşkanı’na hakaret cezasız kalmıyor, diye!