‘Kamu’ deyince, ‘kamusal yayıncı’ da geliyor akla.
Bizdeki adı TRT.
(…) kusura bakmasın şahsen, genel müdürün bir önemi yok.
Bir devlet dairesi müdürü olarak, kamunun değil, devletin parçası olmak da yetmiyor; iktidarın yedek parçası konumunda TRT’si.
Oysa hesapta kamunun. Halkın.
Fakat işte o refleksle, ana muhalefetin seçim-propaganda filmini reddetme gerekçesi olarak, “Somut biçimde doğrudan iktidar hedef alınmaktadır. İktidar olan siyasi parti de aynı seçimlerde yarışmaktadır” diye tarihi beyanda bulunmuş TRT.
Hakikaten demokrasiler ve seçimler budur: İktidarın somut biçimde doğrudan hedef alınmaması!
Çünkü ortada içtihat var: Somut biçimde hedef alanlar bu ülkede mahkum olabiliyor!
‘Yarışmak’ deyince de tamamen, TRT’de iktidar ve muhalefetin bulabildiği zamanın eşitliğine saygılı bir kamu yayıncılığından söz ediyoruz zaten!
İktidarı soyut hedef alacaksın, ille alacaksan!