Bir sabah “Cumhuriyet gazetecileri alındı” diye “Günaydın” diyoruz…
Bir gece yarısı “HDP eş başkan ve milletvekilleri alındı” diye “Allah rahatlık versin” diyoruz.
Basın özgürlüğü? Seçilmişlerin değeri? 6 milyon oy?
Tabii berikiler “gazeteci oldukları için alınmış değil…”
Tabii ötekiler “milletvekili oldukları için alınmış değil.”
Doğrusu belki de şu:
Hiçbiri, demokratik bir hukuk devleti olduğu için alınmış değil!
Elbet hepsine isnat edilen “terör” suçu. Bilhassa “terör örgütüne üye olmadığı halde terör örgütüne destek ve propaganda.”
Bu ciddi, muğlak ve yaygın bir suç ve Türkiye’nin çoğunluğunu kapsaması işten bile değil. Çünkü iktidar çevresi dahil; her vatandaş, her siyasi, her gazeteci günün birinde ettiği bir laf, yazdığı bir yazı, söylediği bir söz, attığı bir tweet yüzünden bu kapsama girebilir.
Şaka değil; 60 il Emniyet müdürünün, Emniyet İstihbarat’ın resmi deyişle “nerdeyse yüzde yüzü”nün, 2007 sonrası “terörist” denenler dışında, 2016’daki generallerin yarısının “terörist” sayıldığı veya fiilen darbeci olduğu bir devlet bu.
Ama sadece bundan değil, esas şundan ötürü kapsama alanı geniş.