İnternetin ilk yıllarında sembolize ettiği şey özgürlüktü. İdealler vardı. Sonra platformlar geldi. Hepsi aynı zamanda kâr maksimizasyonu temelli çalışan birer şirket olan platformların özgürlük vaat etmesi, biz içeriğe karışmayız demesi ironikti.
Oysa insanlar platformda bir saniye daha fazla kalsın diye şiddeti kışkırtan görüşleri yukarı taşımaları aslında pekâlâ içeriğe karışmaktı. Bu son yıllarda iyice anlaşılmıştı ve platformlar büyük olaylarda (aşı karşıtlığı, ırkçılık, ABD seçim dönemleri vb.) moderasyon etkinliklerini artırdılar ama hâlâ çok eksikler. Çünkü dünya ABD’den ibaret değil ve diğer ülkelerde de ciddi sorunlar var.