Ali DAĞLAR
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki sokağa çıkma yasakları ve operasyonlar sırasında meydana gelen insan hakları ihlallerine karşı ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bir bildiri imzalayan 89 üniversiteden 1128 akademisyene yönelik ‘cadı avı’nın belgesi ortaya çıktı.
Bazıları şafak baskınıyla gözaltına alınıp sorgulanan, haklarında hükümet, yandaş basın ve sosyal medya kanalıyla kampanya yürütülen akademisyenlere yönelik ‘cadı avı’nda başsavcılığın ‘ivedi’ vurgulu talimatının etkili olduğu anlaşıldı.
Diken’in ulaştığı, üniversite yönetimine yazılmış talimatta, bildiriye imza atan akademisyenlerin açık kimlik bilgilerinin, haklarında ne tür işlem yapıldığının ‘ivedilikle’ bildirilmesi isteniyor.
Kimlere ne tür işlem yapıldı; ivedilikle!
Bir üniversitesinin yerleşkesine hitaben Cumhuriyet Başsavcılığı Bakanlık ve HSYK Muhabere Bürosu’nda görevli savcının imzasıyla yazılan 21 Ocak 2016 tarihli talimatta şöyle deniliyor:
“Cumhuriyet Başsavcılığımız, Bakanlık Muhabere Bürosunca yapılan bir incelemeye esas olmak üzere; 11 Ocak 2016 günü, 89 üniversite ve 1128 akademisyenin imzaladığı ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildiride … üniversiteniz yerleşkesinde görev yapan akademisyenin/akademisyenlerin bulunup bulunmadığı, bulunması durumunda söz konusu akademisyenin/akademisyenlerin ne tür işlemlere tabi tutulduğu ve açık kimlik bilgilerinin gönderilmesini ve müzekkerenin İVEDİLİKLE cevap verilmesini rica ederim…”
Savcılık talimatı üniversitelere baskı!
Hukukçular bir bildiriyle ilgili üniversiteleri paniğe sevk edecek böyle bir talimatla ilk kez karşı karşıya geldiklerini belirterek ‘şoke edici’ ifadesini kullanıyor. İsimleri kamuoyuna zaten açık akademisyenlerin, açık kimlik bilgileri ve görev yaptıkları üniversitelerin ne tür işlemler yaptıklarına dair savcılık takibi, akademik özgürlüğe ve üniversitelere adli baskı olarak niteleniyor.
Öte yandan talimatların ulaştığı bazı üniversitelerin savcılığa verilecek yanıt için hukukçulardan görüş istediği bildiriliyor.
‘Barış için Akademisyenler’ inisiyatifinde Sur, Cizre ve Silopi başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki sokağa çıkma yasakları ve operasyonlar sırasında yaşanan insan hakları ihlallerine karşı 89 üniversiteden 1128 akademisyen ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildiriye imza atmıştı.
Kamuoyunu ikiye bölen açıklamanın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, imzacı akademisyenler için ‘müsvedde, karanlık, zalim, alçak’ gibi ifadeler kullanarak ‘ilgili kurumları gereğini yapmaya’ çağırmıştı. Çağrının ardından bazı akademisyenler ‘terör örgütü propagandası’ iddiasıyla gözaltına alınmış, bazıları da okullarından uzaklaştırılmıştı.