• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Türkiye nasıl kurtulur?

27/01/2016 22:30

 

 

levent gultekin kelleLEVENT GÜLTEKİN

acikcenk@gmail.com/ @acikcenk

Türkiye’de bütün değerler büyük bir akılsızlıkla, ahlaksızlıkla, sorumsuzlukla birer birer kirletildi.


Ne dindarlık, ne vatanseverlik, ne laiklik, ne solculuk, ne Atatürkçülük, ne demokratlık umut veriyor.

Dindarların yaptıkları dindarlığı… Atatürkçülerin yaptıkları Atatürkçülüğü… Vatanseverlerin yaptıkları vatanseverliği… Milliyetçilerin yaptıkları milliyetçiliği… Solcuların yaptıkları solculuğu kıymetsiz, işe yaramaz değerler haline getirdi.

“Vatanseverim” diyenler öyle işler yaptılar ki vatanseverlik başlı başına suçun, katliamın, başkasına yaşam hakkı vermemenin adı oldu. “Vatanseverim” demek utanılacak bir şey haline geldi.

“Dindarım” diyenler öyle işler yaptılar ki dindarlık kabalığın, nobranlığın, zevksizliğin, tahammülsüzlüğün adı oldu çıktı.

“İç barış için laiklik çok önemli” diyenler öyle işler yaptılar ki laiklik başkasına yaşam hakkı tanımayan, inanca düşman bir hal aldı.

Kendine ‘solcu’ diyenler öyle işler yaptılar ki solculuk beceriksizliğin, kibrin, kendi kültüründen ve değerlerinden kopuk olmanın adı oldu.

Demokratlık, gücü ele geçirmenin maskesi olarak kullanıldığından sahtekarlığın iki yüzlülüğün, gemisini yüzdürmek için takılan maskenin adı oldu.

Bütün değerler tam da o değerin savunucuları tarafından gaddarca, pervasızca ve büyük bir akılsızlıkla harcandı, gözden düşürüldü.

Bunun sonunda da ülkenin şirazesi kaydı; ortak değeri olmayan, bütünlüğünü kaybetmiş bir toplum olup çıktık.

Peki ne yapacağız?

Bütün değerler kirletildi diye hepsini gözden mi çıkaracağız?

Birileri vatanseverlik adı altında kendinden olmayana yaşamı zehir etti diye yaşadığımız ülkeyi sevmekten, vatansever-yurtsever olmaktan vaz mı geçeceğiz?

Dindarlık kaba, nobran, tahammülsüz, ahlaksız insanların elinde kirlendi diye İslam’ın kültürümüze, yaşamımıza, toplumsal ilişkilerimize kattığı değerleri görmezden mi geleceğiz?

Ya da kimileri işlevinden, bağlamından koparıp toplumun bazı kesimlerini terbiye aracı olarak kullandı diye herkesin inancının sigortası laiklikten vaz mı geçeceğiz?

Veyahut solcuların akıldan uzak tavırları, beceriksizlikleri yüzünden solculuğun ülkeye katacağı değerleri gözden mi çıkaracağız?

Kirletilen bütün değerleri gözden çıkarırsak bu ülkede nasıl yaşayacağız? Sorunlarımızla baş etmek için ortak bir aklı nasıl üreteceğiz?

Tüm bunları niye anlatıyorum?

Yukarıda da dediğim gibi değerlerin kirletilmesi, harcanıp gözden düşürülmesi sonucunda şirazesi dağılmış bir ülke, bütünlüğünü kaybetmiş bir toplum kaldı geriye.

Böyle toplumlar ne yazık ki kendi sorunlarını çözecek bir akıl ve zeka üretmekte da yetersiz kalıyor.

Esas sorun bir ülkenin, bir toplumun başına bir felaket gelmesi değil, o felaketi atlatacak, altından kalkacak ortak bir akıl kuramamasıdır.

Geçmişten gelen sorunlarımız belli. Bunlara bir de son yıllarda giderek artan otoriter yönetim anlayışının eklediği sorunlar var.

Hiçbirini çözemiyoruz. Her geçen gün daha da büyüyor. Daha da içinden çıkılmaz hale geliyor.

Hal böyle olunca kimilerinin aklına meselelerimizi dışarından birilerinin bizler adına çözmesini beklemek geliyor. Oysa dışarıdan kimsenin kimseye hayrı olmuyor. Zaten böyle bir niyeti de yok.

Bunu önce Afganistanlılar denedi. Ülkeleri başlarına yıkıldı.

Sonra Iraklı kimi aydınlar, kanaat önderleri kendi sorunlarını çözemedikleri için dışarıdan yardım istediler. Onların ülkeleri de başlarına yıkıldı.

Benzer bir hataya tüm bunlardan ders almayan Suriye düştü. Şimdi ortada Suriye diye bir ülke kalmadı.

Libya deseniz aynı.

Şöyle oluyor: Bir aile düşünün kendi içlerinde şiddetli kavga ediyorlar. Kavgada en çok zarar gören kendini dışarı atıp güçlü, kudretli yan komşudan yardım istiyor. O yan komşu gelip evi bütünüyle yıkıyor. Evi yaşanmaz hale getiriyor. Sonra o aileden kimileri ölüyor, kimileri de sefil bir şekilde sokaklara düşüyor.

Sorunlarının çözümü için dışarıdan yardım isteyenlerin durumu aynen böyle.

Defalarca gördük ki bu komşular yakmaktan, yıkmaktan, yok etmekten başka bir yol bilmiyor.

Hal böyleyken kalkıp iç sorunlarımızı dışarıya taşımanın akılla, mantıkla, vicdanla zerre kadar alakası yok. Çözümü dışarıda aramak, dışarıdan medet ummak çaresizliğin, akılsızlığın, yetersizliğin, korkaklığın ilanından başka bir şey değil.

Batılı devletlerin esas dertlerinin insan hakları, özgürlük ve demokrasi ihlalleri olduğunu mu sanıyorlar? Sudi Arabistan’la dost olmaktan, diktatör kralla kol kola gezmekten utanmayan Batılıların ülkemizdeki demokrasi ve insan hakları ihlallerinden rahatsız olacağını mı düşünüyorlar?

Kurtarmak için gittikleri ülkelerde kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden sivilleri bombalayanların ülkemizdeki çatışmalarda ölen çocukları dert edip vicdanla hareket edeceklerini düşünmek hakikaten akılsızca.

Sorunlarımızın çözümü için dışarıya umut bağlamak akıl işi değil. Burası bizim ülkemiz. Sorunlarımızı hep birlikte el ele verip çözmenin yolunu bulmalıyız.

İktidarlar bugün var yarın yok. Yaptıkları her yanlışın bedelini hepimiz ödüyoruz, doğru. Fakat iktidarlara başka birilerinin eliyle bedel ödetmek demek Türkiye’ye bedel ödetmek demektir. Bunu görmek, buna göre hareket etmek gerekiyor.

Bu nedenle farklılıklarımızı bu ülkenin zenginliği görüp, demokrasiyi, eşitliği, özgürlüğü ve hukuku aramızda, kendi değerlerimizden üreterek hep beraber kafa kafaya verip sorunlarımızı çözecek akıl üretmemiz gerekiyor.

Dışarıdan gelecek yardımlar sorunları çözmüyor, ülkeleri bütünüyle yok ediyor.

Bunu defalarca gördük. Öyle değil mi?

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Levent Gültekin

SON HABERLER

Şimşek, Britanya'daki şirketini doğruladı: Sadece konut alımı için

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Britanya’daki London RS Properties şirketinde ortaklığı bulunduğunu doğrulayıp ekledi: “Yalnızca konut alımı amacıyla ortak kurulan şirketin başka herhangi varlığı da yoktur.” Nefes gazetesi pazartesi Ek-Pet İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Selman Reşitoğlu’nun ‘şaşalı hayatı’nı ‘İhale Kralı’ başlığıyla manşetten haberleştirmiş, Ulaştırma Bakanlığı’ndan 10,9 milyar liralık ihale aldığını yazmıştı. Aynı günün akşamı […]

Gazeteci Furkan Karabay'ın X hesabı erişime engellendi

Gazeteci Furkan Karabay’ın X hesabı erişime engellendi.

Fenerbahçe'den seçimli olağanüstü kongre kararı

Fenerbahçe’de yönetim seçimli olağanüstü kongre kararı aldı.

İsmail Saymaz'ın ev hapsi kaldırıldı

Gazeteci İsmail Saymaz hakkındaki ev hapsi kararı 56 gün sonra kaldırıldı.

Arnavutluk başbakanı, Meloni'yi diz çökerek karşıladı

Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, ülkesindeki Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) 6’ncı Zirvesi’nde İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’yi dizlerinin üstüne çöküp karşıladı.

Bu devlet bize cevap vermek zorunda: Yalan söyleyen kim?
Gün gelir!

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 754 gündür hapiste

YAZARLAR

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

Yeşil zeytini neden yemedin Sait?

Ayhan Tinin

Editör eksikliği fazlalık yaratır

Mustafa Dağıstanlı

Anne dediğin başlangıçtır

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Dilsiz bir ülkenin çığlığı

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sırrı Süreyya Önder'in 'Cumhuriyet' eleştirisi üzerine…

Murat Sevinç

Silmek isteseler de silemezler

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

GÜNÜN 11’İ

Akif Beki: Özgür Özel'e saldırı ne oldu?

Nuray Sancar: Yerel yönetimlerde seçilmişler ile atanmışlar arasındaki yetki dağılımının atanmışlar lehine düzenlenmesi öngörülüyor

Sultan Uçar: Gençliği, ters kelepçelerle tutuklanırken hukuk fakültelerindeki hocaları neden derin bir sessizliğe gömüldü

Burcu Aydın: Faiz giderlerinde rekor artış

Hakan Okçal: Putin katılsaydı, Trump da İstanbul'a gelir, belki de hızla sonuç alınabilirdi

Esfender Korkmaz: İhtiyaç nedeniyle veya uzun dönemli elde tutmak amacıyla konut almak uygun

Nevşin Mengü: Bu ülkenin seküler demokratları Kürt düşmanı falan değil, manyak nekrofil de değiller

Cem Küçük: Türkiye'de aşırı göçmen var diyenler, gelip Frankfurt'u görsünler

Zülal Kalkandelen: AKP'nin 400'e ulaşana kadar her yolu deneyeceği kesin

Figen Çalıkuşu: Devletle millet de ancak hukuk zemininde barışır

Deniz Kilislioğlu: Rusya ve Ukrayna perşembe bir araya gelemedi ama İstanbul baş döndürücü bir muammaya şahit oldu

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×