Dünya yolsuzluk literatürüne girecek bir işti…
Isparta Şehir Hastanesi’nde önce temeli atıp ardından ihaleyi yaptılar.
Bugüne kadar;
– Adrese teslim sayısız ihaleye tanık olduk.
– Bir ihalede rakip diğerinde ortak olan, üzüm salkımı gibi içi içe geçmiş şirket modellerini gördük.
– TBMM’de kişiye özel yasa çıkarıldığını gördük. Yandaş, inşaat yapabilsin diye Kıyı Kanunu’nun değiştirildiğini gördük.
– Özelleştirmelerde satılan kamu şirketlerinin “yüklerinden” arındırıldıktan sonra en ballı/kârlı kısmı ile altın tepside sunulduğunu gördük.
– Halka ait gözbebeği kuruluşların, kasasında milyon dolarlar ile, deposunda trilyonluk mal ile alıcıya neredeyse sıfır maliyet ile satıldığını gördük.
– Devam eden aylık geliri ile satış bedelini ödeyebilecek özelleştirmelere tanık olduk.
– Yandaşlar ihale alabilsin diye devletin hazinesinin bir avuç iş insanının hizmetine açıldığını gördük.
– Gümrük vergilerinde kişiye özel gecelik indirimler gördük.
– Geçmediğimiz köprü, uçmadığımız havaalanı için cebimizden “zorunlu” para çekildiğini gördük.
– Kapalı kapılar ardında yerli-yabancı gruplarla yapılan pazarlıkları gördük.
– Yandaşları korumak için Hazine’nin garantör olduğu, gelecek iktidar düzeni bozmasın diye olası davaların Londra mahkemelerine vidalandığı, milletin aleyhine sözleşmeleri gördük.
– Köylünün elinde hiç para etmezken arsayı alıp projeyi geçirip köşeyi dönenleri gördük.
– “Madagaskar’da kurban keseceğim” diyerek para toplayan, holding kuran, gemi satın alan yüzsüzlüğü yaşadık.
– İstanbul’a dikey ihaneti yapanları ve bu rantın yoldan çıkardığı insanları gördük.
Ve Türkiye, inşaatın önceden başlayıp ihalenin sonradan yapıldığını da gördü…