Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Hiç duraksamadan net bir şekilde, amasız ve fakatsız ifade edelim; Sırrı Süreyya Önder Türkiye çölünde bir vahadır. Türkiye’de siyaset denince aklımıza gelen, ‘bir grup birbirine benzer erkek profilleri’dir ve O bunlardan farklıdır. TBMM’de veya Türkiye’de siyaset yapan genel prototip göz önüne alındığında O’nun kıymeti daha da gözle görünür, elle tutulur hâle gelir. Karşısındakiyle medeni düzlemden kopmadan, ayarı hiç kaçırmadan, şirazeden çıkmadan, çirkinleşmeden, çiğleşmeden, bel altı vurmadan tartışabilen ve aynı şekilde de şakalaşabilen biridir. Bence Türkiye’de kolay bulunmaz insan yapılarından biridir bu.
Sırrı Süreyya Önder elbette yalnızca bir politik figür değildir ama işin o edebiyatçı, sanatçı ve ‘insan’ kısmı şimdilerde çokça yazılıyor. Ben de girmeyeyim. Sadece şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; Türkiye’de Sırrı Süreyya Önder kadar zeki kaç insan vardır bilmiyorum, ama çok azı aynı zamanda da entelektüeldir onu biliyorum.
Sırrı Süreyya Önder siyasi yaşamdaki varlığıyla, yaşadığımız ülkenin nasıl bir yer olmasını hayallediğimiz bir ihtimali de ayakta tutmaktadır aynı zamanda. Tüm karanlık gerçeklere rağmen O, hayallenen Türkiye’nin hâlâ mümkün olabildiğini bize hissettiren biridir. O yüzden sadece yakınları için değil tüm ülke için, bizler için de gitmemelidir, vazgeçmemelidir, direnmeye devam etmelidir. Evet, Sırrı Süreyya Önder, Türkiye çölünde bir vahadır.