Britanya’nın önde gelen gazetelerinden Daily Telegraph, Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) dün gerçekleştirilen Kobani saldırısını Türkiye üzerinden gerçekleştirdiği iddiaları üzerine, Ankara’nın müttefiklerini hiçe sayarak IŞİD’in önünü açtığı iddiasını sayfalarına taşıdı.
Gazetenin Orta Doğu editörü Martin Spencer imzalı yazının başlığı, ‘Erdoğan’ın Esad nefreti, teröristlerle flört edebileceği kadar derin mi?‘
BBC Türkçe Servisi’nin çevirisine göre, yazı, “Ortadoğu’da dostlar düşman, düşmanlar ise bir anda müttefik haline gelebiliyor. Ancak ortada bir de Türkiye var. Bugün kimse Türkiye’nin nerede durduğunu bilemiyor” ifadeleriyle başlıyor.
Katar’ın tipik bir ‘artık güven vermeyen Batı müttefiki‘ olduğu, İran’ın ise ‘Batı ile aynı cepede savaşan bir düşman‘ konumuna geldiği belirtilen yazıda, Türkiye için “Giderek daha fazla kara deliğe dönüşüyor. Asıl amacının ne olduğu ciddi bir tartışma konusu” değerlendirmesi yapılıyor.
Ilımlı muhalifler nasıl ayırt ediliyor?
Türkiye’nin NATO müttefiki olduğu hatırlatılan yazı şöyle devam ediyor: “Batılı değerleri savunmaları gerekiyor. Ancak Ortadoğu’daki diğer aktörler ve Türkiye içerisinde Kürt azınlık, Suriye’de başlayan devrim hareketinin radikal İslamcıların kontrolüne geçmesini öfkeyle izliyor. Nedeni ise Türkiye sınırını geçerek Suriye’ye giden ‘yabancı savaşçılar’.”
Ankara’nın ‘ılımlı muhaliflere‘ destek verdiğini hatırlatan gazete, IŞİD ya da El Nusra’ya giden silah, finansman ve savaşçıları nasıl ayırt edildiğinin açıklığa kavuşturulmadığına dikkat çekiyor.
Çok sayıda gazetecinin Türkiye sınırları içerisinde IŞİD militanlarıyla röportaj yapmayı başardığını bu nedenle de ‘Milli İstihbarat teşkilatının bu militanların izini süremediği‘ fikri çok da inandırıcı olmadığı belirtilen yazıda, “Ortada basit bir açıklama var: IŞİD’in Suriye’deki en zorlu düşmanı, Türkiye’de on yıllardır devletle çatışan gerilla grubu PKK’nın bir uzantısı olan YPG (Halk Savunma Birlikleri) oldu. Ankara’da sınırın karşı tarafında Kürtlerin elde ettiği başarıların, Türkiye tarafına da yansıyacağı endişesi var” deniliyor.
Erdoğan’ın seküler Esad’a karşı öfkesi o kadar büyük ki…
Bu durumun, Türkiye’nin Suriye’deki tutumunu izah etmek için yeterli olmadığı belirtilen yazıda ‘çözüm süreci‘ hatırlatılıyor.
“Daha endişe verici olasılıksa Erdoğan’ın Sünni Müslüman Kürtlere otonomi vermeye hazır olup, solcu/seküler YPG/PKK düzleminde olmaları halinde bu hak devrine yanaşmaması” denen yazıda, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a karşı duyulan öfkenin de Ankara’nın politikalarında önemli yer tuttuğuna dikkat çekilen yazı şu ifadelerle sonlandırılıyor: “Asıl korku, Erdoğan’ın eli kanlı olduğu tartışılmayan seküler Beşar Esad’a karşı öfkesi o kadar büyük ki, IŞİD’in desteklenmesini ya da en azından örgüte göz yumulmasını mazur görebiliyor. Ancak sonrasında NATO müttefiklerinin Avrupa’nın yanı başındaki cihatçı tehdit unsurlarına karşı ne yapacağı konusu Türkiye’nin şu anda yüzleşmek istemediği bir soru gibi gözüküyor.”