Kendilerini “Atatürkçü Cumhuriyetçi” olarak tanımlayan dokuz ilahiyatçının Diyanet’i laikliğe, Atatürk’e, Cumhuriyet’e sahip çıkmaya çağırması, (sayısal açıdan) yükte hafif gibi görünse de pahada gayet ağır bir yerinde çıkıştır.
Yerindedir, çünkü Diyanet laik Cumhuriyet’in var ettiği bir kurumdur. İlahiyat hocalarımız, Diyanet’i İslam’ın farklı yorumlarına mensup bütün Müslümanlara ve ayrıca tüm farklı inanç sahiplerine yönelik ayrımcı tutum ve uygulamaların son bulması için de gayret göstermeye çağırmış.
Bu da hep yazdığımız bir husus; “çoğul” bir toplumun laik devletinde resmi bir din kurumu olacaksa ancak böyle olabilir. Elbette bu söylenenler “naiflik” olarak görülecektir. Çünkü bugünden bakıldığında laik Cumhuriyet’i kuranların nasıl olup da dini bu kadar devletin göbeğine bağladıklarını anlamak kolay değildir.