Biz hep dinsel öğretiyi zaafa düşürdüğü için Darwin’i lânetleyen kilise babalarının isimlerine aşinayızdır. Britanya Bilimler Akademisi’nde Darwin’i savunan bilimci Huxley’e, “Baban maymundu da anan neydi” demeye getiren Piskopos Wilberforce gibi…
Hâlbuki Darwin’i heyecan ve ilgiyle karşılayıp olumlamış rahipler de vardır. Mesela İncil’in yorumlanmasında dönemin önde gelen din adamlarından biri olan Hort, Türlerin Kökeni’ni kastederek “Darwin’i okudunuz mu?! Karşı çıkmayı hemen hemen olanaksız buluyorum. Her şey bir yana, böyle bir kitabı okumak insana çok şeyler öğretiyor” demiştir.
Demek ki Darwin inancın dışında olmadığı gibi, dönemin din adamları da topyekûn onun karşısında değildir.
Darwin’in bilimsel ve kuramsal katkısının materyalist temelde yorumlanması elbette söz konusu olabilir. Ama Darwin’in bir materyalist olduğunu söylemek zordur.
Ateist olduğunu söylemekse imkânsızdır.
Darwin, dindar ve “dürüst” bir bilim insanıydı. Bu yüzden ne bulgularını inancına kurban etti, ne de inancından vazgeçti.