Ekonomide bozulmanın, dış politikada yalnızlaşmanın önemli bir sebebi yetkisi tutkusu ve herkesten uysallık bekleyen “ben” duygusudur. Merkez Bankası yöneticileri kanunen beş yıllığına atanır ama tek imzalı CB kararnamesiyle iki yılda dört başkan değiştirildi. İktisat ilminde yeni olmayan, “benim tezim”i yani “faiz sebeptir” tezini uyguluyor… Sonuçları ortada, vahim…
Grafiklerin yukarı doğru gittiği ilk on yıldaki ihtiyatlı Erdoğan… Grafiklerin aşağı doğru gittiği son 6-7 yılda yetki ve gücün zirvesinde tek karar verici Erdoğan….
Bu “aşırı güç” Erdoğan’da “hubris” yaratmakla kalmadı, ağır siyasi güç kuralları, kurumları zaafa uğrattı.
Halbuki ekonomi de diplomasi de kuralların ve kurumların etkin olduğu ‘yönetişim’ alanlarıdır. Güven yaratmanın tek yoludur.
Erdoğan, kendi deyişiyle devleti “anonim şirket gibi yönetmek” ve bunun için CB sistemini getirmekle “aşırı güç” sorununa, kendi başarısızlıklarına kendisi yol açtı. Bu yüzden sürekli gergin, dili de buna göre…