
Kısa bir süre önce kullanmaya başladığımız ‘sürdürülebilirlik’ sözcüğüyle birlikte pek çok yeni kavram da hayatımıza girdi. Gün geçtikçe, atık yönetiminden çevresel etkiye, karbon ayak izinden kompost yapımına dair pek çok yeni kavramı öğreniyor ve hayatımızın bir parçası haline getirmeye gayret ediyoruz. O halde, belki de kapsamlı bir ‘Sürdürülebilirlik Sözlüğü’ne sahip olmamızın vakti çoktan gelmiştir.

Sürdürülebilirlik en genel tabiriyle, doğal kaynakları ve çevreyi koruyarak mevcut ihtiyaçlarımızı karşılarken gelecek nesillerin de kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir dünya sağlama ve yaşam tarzını sürdürme ilkesi olarak tanımlanabilir. Bu kavramın hayatımıza girmesinin ise pek çok nedeni bulunuyor. Bu nedenlerden en büyüğü ise artan nüfus ve dolayısıyla doğal kaynakların aşırı tüketimi problemi.
Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre 1950’de tahminen 2,5 milyar olan dünya nüfusu, 2021’de 7,9 milyara yükseldi. Mevcut araştırmalara göre ise bu oranın 2030’da yaklaşık 8,5 milyar, 2050’ye kadar ise 9,7 milyara çıkabileceği tahmin ediliyor. Kentsel nüfus çoğaldıkça, enerji ve diğer kaynaklara olan talep ve tüketim de artıyor ve araştırmalar gösteriyor ki artmaya da devam edecek.
Nüfus artışına bağlı etkileri tersine çevirmek ise artan kaynak talebini sürdürülebilir tercihlere yönlendirmek ve sürdürülebilir yaşam ilkesini benimsemekten geçiyor. Bu nedenle sürdürülebilirlik hakkında detaylı bilgi sahibi olmak, tercihlerimizi gözden geçirmek ve çevremizi bilinçlendirmek büyük önem arz ediyor.
Peki, sürdürülebilir yaşam tarzı hayatımıza hangi kelimeleri ekledi? Karbon ayak izi, iklim endişesi / eko anksiyete, kompost gibi artık sıklıkla karşımıza çıkan kelimelerin anlamları neler? Gelin, sürdürülebilirlik sözlüğünü inceleyelim, sürdürülebilir yaşam hakkında bilgi edinerek ilk adımımızı atalım!
İşte A’dan Z’ye sürdürülebilirliğe dair kelimeler!
Atık: Üretimden tüketime kadar olan tüm aşamalarda ortaya çıkan, kullanıldıktan sonra atılan, kullanım dışı kalmış, işlenemeyecek, çevre için zarar oluşturabilecek maddelerin tamamı.
Atık Yönetimi: Günlük faaliyetlerimiz sonrasında ortaya çıkan atıkların çevreyi, doğal kaynakları ve döngüsel ekonomiyi koruyacak şekilde yönetilmesi için gereken faaliyet ve eylemlerin tümü. Atıkların kaynaklarına göre evsel, endüstriyel, tehlikeli ya da tıbbi atıklar olarak farklı sınıflandırılarak ayrılması, toplanması ve her birinin türüne göre bertarafının ve yönetiminin sağlanması.
Atıktan Enerji Üretimi (Waste to Energy): Geri dönüştürülemeyen atıkların ısı, yakıt ve elektrik dahil olmak üzere kullanılabilir enerji biçimlerine dönüştürülmesidir. Atıktan enerji üretimi, bir enerji geri kazanım şeklidir, sera gazı emisyonlarını azaltmada ve döngüsel ekonomi modeline olumlu katkı sağlar.
Akıllı Bina (Smart Buildings): Çevre dostu malzemelerin tercih edildiği, teknoloji ve otomasyonun entegre edildiği, çeşitli sistemlerin verimli bir şekilde çalıştığı, enerji verimliliğini artırmak için tasarlanan, konforlu, modern yapılardır. Daha verimli ve sürdürülebilir bir yaşam alanı sağlayarak hem kullanıcılara hem de çevreye katkı sağlar. Kullanılan teknolojiler sayesinde şehirdeki enerji tüketimini azaltmaya ve daha sürdürülebilir şehirlerin oluşmasına katkıda bulunur.
Akıllı Şehir: Kentsel alanlarda teknolojinin ve bilgi yönetiminin entegre edilmesi yoluyla yaşam kalitesini, sürdürülebilirliği, verimliliği ve hizmet kalitesini artırmayı hedefleyen bir kavramdır. Kentlerde artan nüfusla ortaya çıkan trafik, enerji tüketimi, çevre sorunları gibi zorlukları çözmek ve kentsel yaşamı yaşanabilir hale getirmek için teknoloji ve veri analitiği gibi araçları kullanmayı hedefler.
T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise akıllı şehir kavramını şu şekilde tanımlıyor: “Paydaşlar arası iş birliğiyle hayata geçirilen, yeni teknolojileri ve yenilikçi yaklaşımları kullanan, veri ve uzmanlığa dayalı olarak gerekçelendirilen ve gelecekteki problem ve ihtiyaçları öngörerek hayata değer katan çözümler üreten daha yaşanabilir ve sürdürülebilir şehirler.”
Aşağı Dönüşüm (Downcycling): Atıkların geri dönüşüm işlemi sırasında, bir malzemenin kalitesinin ve değerinin düşmesini ifade eder. Bu süreçte, dönüştürülen malzeme, orijinal halinden daha düşük kalitede bir ürüne dönüştürülür. Örneğin, plastik malzemeler ‘downcycling’ sürecine örnek olarak verilebilir. Çünkü plastik şişeler ve ambalajlar geri dönüşüme alındığında, geri dönüştürülen plastik, ancak daha düşük kalitede plastik ürünler veya malzemeler olarak kullanılabilir. ‘Downcycling’ süreci, malzeme değer kaybettiği için geri dönüşümün olumlu bir sonucu olarak kabul edilmez.
Bilinçli Tüketicilik: Tüketicilerin satın alma ve tüketim süreçlerinde çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri göz önünde bulunduran, bilinçli ve sorumlu kararlar alarak hareket etmelerini ifade eder. Bilinçli tüketici, ürün etiketlerini okur, sürdürülebilirlik sertifikalarına dikkat eder, adil ticaret ürünlerini tercih eder, geri dönüşüme katkıda bulunarak atık yönetimini sağlar, doğal kaynakları verimli kullanır.
Biyo-çözünür: Biyo-çözünür, biyo-bozunur ya da biyolojik olarak çözünebilir, malzemelerin bakteriler veya mantarlar gibi mikroorganizmaların biyolojik hareketiyle doğal ortamda, çevre dostu bir şekilde parçalanmasını, kısmen yok olmasını ifade eder. Biyo-çözünür malzemeler, organik ve biyolojik süreçlerle ayrışabilen, çevreye zarar vermeden doğal döngüde dönüşebilen ve atık olarak çevreye zarar vermeden yok olabilen özelliklere sahiptir.
Biyoplastik: Bitkisel yağlar, yağlar, mısır nişastası, şeker kamışı, yulaf, buğday ve diğer bitkisel atıklardan yani biyopolimerlerden elde edilen bir tür plastik malzemedir. Geleneksel plastiklerin aksine, biyoplastikler doğada doğal olarak çözünebilir, doğa dostu bir şekilde parçalanabilir. Bu nedenle çevre dostu bir alternatif olarak kabul edilir.
Biyoyakıt: Bitkisel yağlar, bitki artıkları, hayvansal atıklar ve mikroorganizmaların fermantasyonu yoluyla yani organik materyallerle elde edilebilen, fosil yakıtların yerine geçebilen yenilenebilir enerji kaynağıdır. Biyolojik süreçlerle üretilir, doğada doğal olarak çözünebilir ve parçalanabilir. Biyoyakıtların iki ana türü var; biyoetanol ve biodizel.
Biyoetanol, bitkisel materyallerin fermantasyonu yoluyla elde edilen bir biyoyakıttır. Genellikle mısır, şeker kamışı, buğday ve yulaf gibi bitkilerden üretilir. Benzinle karıştırılarak kullanılan alternatif yakıt olan biyoetanol özellikle taşıtlarda kullanılır.
Biodizel, bitkisel yağların ve hayvansal atıkların kimyasal reaksiyonlarla dönüştürülmesiyle elde edilir. Genellikle soya yağı, kanola yağı, ayçiçeği yağı ve atık yağlardan üretilir. Dizel yakıtıyla karıştırılarak dizel motorlu araçlarda kullanılır.
Çevresel Etki: Bir faaliyetin, ürünün ya da hizmetin çevre üzerinde yarattığı değişiklik veya etkidir. Bu etki, doğal çevre, ekosistemler, biyolojik çeşitlilik, su, hava ve toprak kalitesi gibi çevresel unsurları içerebilir. Çevresel etki, değişiklik ya da etkiye göre olumlu veya olumsuz olarak değerlendirilebilir.
Örneğin, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması olumlu bir etkiyken, endüstriyel atıkların doğaya bırakılması olumsuz etki olarak sayılır.
Çevre Dostu: Çevre dostu kavramı, sürdürülebilir yaşam ilkesini benimseyen bir yaklaşımdır. Doğal çevreye, ekosisteme zarar vermeden veya olumsuz etkileri en aza indirerek tasarlanan, üretilen ya da kullanılan ürün, hizmet ve uygulamaları ifade eder. Doğal kaynaklara, çevreye ve insan sağlığına zarar verebilecek her türlü ürün, hizmet ve uygulamalardan uzak durmaya, sürdürülebilir alternatiflerin tercih edilmesine odaklanır.
Çevreye Duyarlı: Çevresel etkileri ve doğal çevrenin korunmasını göz önünde bulunduran, çevreye verilen, verilebilecek zararın minimize edilmesini amaçlayan davranışlar, tasarlanan faaliyetler, ürünler veya süreçler olarak ifade edilebilir. Çevreye duyarlılık, çevreyle uyumlu ve çevre dostu bir yaklaşımdır.
Çevre Kirliliği: İnsan faaliyetleri ve doğal süreçler nedeniyle çevrenin istenmeyen ve zararlı maddelerle olumsuz yönde değişmesidir. Bu değişim, hava, su, toprak ve doğal ekosistemleri etkileyebilir, insan sağlığına, bitki örtüsüne, hayvanlara ve ekosistemlere zarar verebilir.
Döngüsel Ekonomi: Geleneksel olarak bildiğimiz ‘kullan-at’ prensibini benimseyen doğrusal ekonomiye karşı çıkarak atıkları ve kaynak tüketimini minimize etmeyi hedefleyen, doğal ekosistemlerin sınırlarını dikkate alan, sürdürülebilir, çevre dostu, ‘azalt, tekrar kullan, geri dönüştür’ prensibini benimseyen ekonomi modelidir. Bu modelde, ürünler ve materyaller uzun süre ekonomik döngüde kalacak şekilde tasarlanır ve kullanılır. Tüketilen kaynaklar mümkün olduğunca geri dönüştürülür veya tekrar kullanılarak ekonomiye geri kazandırılır.
E-atık: E-atık yani elektronik atık, elektrikli ve elektronik cihazların kullanım ömrünü tamamladığında atık haline gelmesidir. Bilgisayarlar, cep telefonları, televizyonlar, elektrikli ev aletleri, pil ve bataryalar bu cihazlara örnek olarak verilebilir. Bu cihazlar cıva, kurşun, krom gibi kimyasallar içerdiğinden çevre ve insan sağlığı için tehlikeli olabilir. Bu nedenle, e-atıkların doğru bir şekilde toplanması, geri dönüşümü büyük önem taşır.
Ekolojik Ayak İzi: Bireylerin, toplumların veya organizasyonların, insan faaliyetlerinin doğal çevreye olan etkisini ölçen bir kavramdır. İnsanların doğal kaynakları ne kadar hızlı tükettiğini ve ürettikleri atıkların doğal çevre tarafından ne kadar hızlı emildiğini ölçer. Bu ölçüm sayesinde, birey ya da toplumun gezegen üzerinde bıraktıkları etkileri anlamalarına ve sürdürülebilirlik için önlem almalarına yardımcı olur.
Ekolojik Tarım: Kimyasal gübreler ve pestisitlerin minimum seviyede kullanıldığı ya da hiç kullanılmadığı, çevre dostu ve doğayla uyumlu tarım yöntemlerini içeren, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimidir. Ekolojik tarımın amacı, toprağı, su kaynaklarını, havayı kirletmeden, çevre, hayvan ve insan sağlığına zarar vermeden tarımsal üretimi çevre dostu ve sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirmektir. Ayrıca, ekolojik tarım ve organik tarım eş anlamlıdır.
Ekolojik Vatandaşlık: Bireylerin, toplumların ve toplulukların çevre bilincine sahip olmaları ve çevre dostu davranışlar sergilemeleri anlamına gelir. Ekolojik vatandaş, çevreyle ilgili sorunları anlar, korumaya çalışır, sürdürülebilir yaşam uygulamalarını benimser. Çevresel etkileri azaltırken yalnızca kişisel adımlar atmaz, çevre dostu politikaları destekler. Bununla birlikte toplumda çevre bilincini artırmak, farkındalık yaratmak için sorumluluklar alır. Gelecek nesillere yaşanabilir, sağlıklı ve temiz bir dünya bırakmayı hedefler.
Eko-verimlilik: Ekonomik faaliyet ve ürünlerin, daha az enerji ve kaynak tüketimiyle daha fazla çıktı elde etmesidir. Eko-verimlilik, çevresel etkileri ve doğal kaynak kullanımını en aza indirerek üretimde ve tüketimde çevreyle uyumlu, sürdürülebilir bir ekonomi oluşturmayı hedefler.
Enerji Verimliliği: Bir ürün ya da servis için belirli bir sürede kullanılan enerji miktarının azaltılarak aynı işi üretebilme durumudur. Yani enerji verimliliği, aynı hizmeti veya sonucu elde etmek için daha az enerjiyi kullanmayı hedefler. Enerji tasarrufu sağlamanın aksine enerji verimliliği, kullanılan enerji miktarının azaltılmasını teknolojik gelişmeler aracılığı ile yapar. Örneğin, eski, daha çok enerji tüketen beyaz eşyaların yerini A+, daha az enerji harcayan beyaz eşyaların alması gibi.
Enerji Tasarrufu: Belirli bir sürede kullanılan enerji miktarını azaltmayı, israfını önlemeyi ve böylece enerji kaynaklarının daha verimli kullanılmasını ifade eder. Özel araç kullanımı yerine toplu taşıma, yürüyüş, bisiklet seçeneklerini tercih etmek enerji tasarrufuna örnek olarak verilebilir. Enerji tasarrufu bireylerin ve kurumların sürdürülebilirlik ve çevrenin korunması için atabileceği en kolay adımlardan biridir. Teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması ise gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için hedeflerimizden biri olmalıdır.
Etik/Adil Ticaret: Geleneksel ticaret modellerinin aksine, üreticiler başta olmak üzere bir ürün ya da servisin üretimine dahil olan herkesin sosyal, ekonomik ve çevresel açıdan daha iyi koşullarda çalışmalarını ve hak ettikleri ödemeyi almalarını savunan ticaret modelidir. İnsanca çalışma koşulları, adil ticaret, adil ücretler, çocuk çalışanların önlenmesi, kadın çalışanların güçlendirilmesi, çevresel sürdürülebilirliğin desteklenmesi gibi prensiplere dayanır. Etik/Adil ticaret logosu ile işaretli ürünler, bu ürünlerin sosyal ve çevresel açıdan sorumlu bir şekilde üretildiği hakkında bilgi verir. Siz de ürünleri satın alırken bu logoya dikkat edebilir, etik/adil ticaret modelinin destekçilerinden biri olabilirsiniz.
Geri Dönüştürülebilir: Bir ürünün atık hale geldiğinde işlenerek tekrar kullanılabilir hale getirilebilecek maddelerle üretilmiş olması anlamına gelir. Bu tür ürünler geri dönüştürülerek yeni bir ürünün üretiminde kullanılabilir. Örneğin, plastikler geri dönüştürülebilir malzemelerdir. Plastik atıklar geri dönüşüm tesislerinde toplanarak ayrıştırılır, temizlenir ve işlenerek yeni plastik ürünlerin yapımında kullanılabilir. Ek olarak, cam, kağıt, metal ve organik atıklar da geri dönüştürülebilir maddelerdir. Geri dönüştürülebilir ürünlerin üretimi ve kullanılması, doğal kaynakların korunmasına, enerji tasarrufuna ve çevre kirliliğinin önlenmesine olanak tanır.
Geri Dönüşüm: Kullanım ömrünü tamamlayan, atık durumundaki materyallerin toplanması, işlenmesi ve yeniden kullanılabilir hale getirilerek ikinci bir hammadde elde edilmesidir. Atık materyallerin geri dönüşümünün yapılması, doğal kaynakların ve çevrenin korunmasına, enerji tasarrufuna katkıda bulunur.
Gri Su Ayak İzi: Bir bireyin ya da topluluğun, üretim ve tüketim süreçlerinden kaynaklanan doğrudan veya dolaylı olarak kirletilmiş su miktarını ifade eder. Gri su ayak izimiz, su kaynakları üzerindeki etkimizi anlamak ve sürdürülebilir tercihlerle su kullanımına olan olumsuz etkilerimizi azaltmak için önemli bir araçtır. En kolay anlatımıyla, evde banyo yapmak, tuvaleti kullanmak, mutfakta bulaşık yıkamak gibi günlük faaliyetlerimiz sonucunda gri su üretilir. Gri su, atık su arıtma tesislerinde arıtılarak geri dönüştürülüp yeniden kullanılabilir hale getirilebilecek bir su türüdür. Gri suyun geri dönüşümü ise su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir su yönetimi için büyük önem arz eder.
Greenwashing (Yeşil Aklama): Şirketlerin ya da kuruluşların çevre dostu ve sürdürülebilir bir imaj yaratarak, çevreye duyarlı insanları etkilemek için gerçek olmayan, yanıltıcı iddialarda bulunmaları anlamına gelir. Greenwashing bir pazarlama stratejisi olarak tercih edilir. Bu pazarlama stratejisinde tüketicileri yanıltarak çevre dostu bir marka/ürün algısı oluşturulur ancak gerçek bir çaba içermez.
İleri Dönüşüm (Upcycling): Geleneksel geri dönüşümün ötesine geçen, ileri teknolojiler kullanılarak kullanım ömrü tükenen, geri dönüştürülebilir atık malzemelerin daha yüksek kaliteli ürünlere dönüştürülmesine denir. İleri dönüşümde geri dönüştürülebilir materyaller toplanır, dikkatlice ayrıştırılır, gelişmiş teknolojik yöntemler kullanılarak işlenir ve sonuç olarak eski haline oranla daha yüksek kaliteli, daha değerli ürünlere dönüştürülür. Eski giysilerden çanta yapmak ya da plastik ürünlerden ayakkabı üretmek ileri dönüşüme örnek olarak verilebilir. İleri dönüşüm hareketi doğal kaynakların korunmasını ve çevre kirliliğinin önüne geçilmesini desteklerken aynı zamanda ekonomiye de katma değer sağlar.
İklim Krizi: Günümüzde küresel ısınma yerine tercih edilen iklim krizi terimi, dünya genelinde artan sıcaklık, iklim değişiklikleri ve çevre sorunlarının aciliyetini ifade eder. İklim krizinin en temel nedeni, sanayileşme sonrası salınan sera gazlarının atmosferde kalıp güneş ışınlarını tutmasıdır. Atmosferde birikip tutunan sera gazı, dünya yüzeyinin ısınmasına ve haliyle de iklim değişikliklerine yol açar.
İklim Endişesi/Eko-anksiyete: Küresel iklim değişiklikleri, çevre sorunları hakkında haberlerin ve bilimsel verilerin yayınlanması, geleceğe dair olumsuz tahminlerin yapılması kişilerde endişe, kaygı, umutsuzluk, karamsarlık hisleri ve sonucunda endişe bozukluğu yaratır. Yani iklim endişesi/anksiyetesi, iklim krizi nedeniyle endişe ve kaygının hissedilmesi durumudur.
Karbon Ayak İzi: Bir bireyin, organizasyonun ya da ürünün, atmosfere saldığı karbondioksit (CO2) ve sera gazlarının toplam miktarını ölçen kavramdır. Kişilerin veya faaliyetlerin çevreye olan etkisini ölçmek için kullanılır. Günlük yaşam aktiviteleri, enerji tüketimi, ulaşım, beslenme alışkanlıkları ve diğer faaliyetlerinin sera gazı emisyonlarına katkısıyla karbon ayak izi hesaplaması yapılır. Karbon ayak izi hesaplaması, iklime, çevreye verilen zararı ölçmek, değerlendirmek ve karbon ayak izini azaltmak için çevre dostu, sürdürülebilir tercihleri araştırmaya yönlendirebilir.
Karbon Nötr: Bir bireyin, organizasyonun ya da bir sürecin, atmosfere saldığı karbondioksit ve sera gazlarının miktarının tutulan ve çekilen karbon miktarıyla dengelenmesi anlamına gelir. Karbon nötr olmak için saldığımız karbondioksit kadar atmosferden karbondioksit emmemiz gerekir. Örneğin, bir organizasyonun, şirketin karbon nötr olması için enerji verimliliğini artırması, yenilenebilir enerji kaynakları kullanması, sera gazı emisyonlarını azaltan teknolojileri kullanması gibi atmosfere saldığı karbon miktarını azaltacak adımlar atması gerekir.
Karbon Dengesi / Karbon Ofset: Bir bireyin ya da organizasyonun karbon nötr olmasına yardımcı olmak için kullanılan bir stratejidir. Karbon dengesi / karbon ofset için yenilenebilir enerji projeleri, ağaçlandırma projeleri, ormanların korunması, enerji verimliliği projeleri, toplu taşımaya teşvik, bisiklet yollarının yapımı, çevre dostu şehir planlaması gibi adımlar atılabilir. Bu sayede sera gazı emisyonlarının azaltılmasına ve iklim kriziyle mücadeleye katkıda bulunulabilir.
Kompost: Organik atıkları doğal ayrışma süreci sonunda toprağın kalitesini arttıran organik gübreye dönüşmesine denir. Kompost, mutfak atıkları, bahçe artıkları, yapraklar, meyve ve sebze kabukları gibi organik malzemelerin nem, oksijen ve sıcaklık bakımından uygun koşullarda bakteri ve diğer mikroorganizmalar tarafından parçalanması ve çürütülmesiyle gerçekleşir. Evde kolaylıkla yapılabilen kompost uygulaması, çıkan çöp miktarını azaltarak doğal gübre yapmanıza ve bu sayede de atık yönetimi yaparak çevreyi korumanıza olanak tanır.
Sera Gazı: Sera gazları doğal olarak atmosferde bulunan, gezegenimizi ısıtan ve dünya yüzeyinin soğumasını engelleyen gazlardır. İnsan faaliyetleri nedeniyle sera gazlarının yoğunluğu ve atmosferin sıcaklığı artmakta ve bunun sonucunda küresel ısınma ve iklim krizi gibi sorunlarla karşı karşıya kalmamıza neden olur.
Sürdürülebilirlik: Bugünkü ihtiyaçlarımızı karşılamanın yanı sıra gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir dünya bırakabilmek kaynakların doğru şekilde kullanılması ve doğal çevrenin korunması ilkesidir. Sürdürülebilirlik, ekonomik, çevresel ve sosyal boyutları içerir. Canlıları, doğal ekosistemleri, biyoçeşitliliği ve gezegenimizin doğal işleyişini korumayı hedefler.
Sıfır Atık: Atık oluşumunun önüne geçilmesi, azaltılması için geri dönüştürülebilir, yeniden kullanılabilir, ileri dönüşüm ve kompost yapılabilir, sürdürülebilir yöntemlerle atıkların çevre üzerindeki olumsuz etkilerin azaltılmasını hedefleyen bir yönetimdir. Bu yaklaşım, atıkların toplanması, bertaraf edilmesi yerine mümkün olduğunca az atık çıkarılmasını ve geri dönüşüm yoluyla yeniden kazanımının sağlanmasını amaçlar. Temel ilkesi, atıkların sosyal hayata ve gezegenimize zarar vermeden ekonomiye yeniden kazandırılmasıdır.
Yenilenebilir Enerji: Doğal süreçler ve kaynaklar tarafından yeniden üretilen, tükenmeyen enerji kaynaklarıdır. Güneş, rüzgar, su yenilenebilir enerji kaynaklarının en güzel örnekleridir. Bu enerji kaynaklarıyla çevreye zarar vermeden insanların enerji ihtiyaçları karşılanabilir. Bu sayede, sera gazı emisyonlarının salınımı azaltılır, iklim krizi ve çevre kirliliğine karşı mücadele edilebilir.
Yeşil: Sürdürülebilirlikte yeşil; çevre dostu, çevreyi koruyan, çevresel sürdürülebilirlik ilkesine uygun olan anlamında kullanılır. Yeşil enerji kaynakları ve yeşil binalar, sürdürülebilir yeşil yaklaşımlara örnek olarak verilebilir. Yeşil sürdürülebilirlik, doğal kaynaklarımızı korumak, çevre kirliliğini azaltmak ve iklim kriziyle mücadele etmek için önemlidir.
Wish-cycling: Çöpleri ayrıştırırken geri dönüşüm kutularına atılan maddelerin aslında geri dönüşüme uygun olmadığını ifade eder. Bireyler bu maddeleri geri dönüşüm kutusuna atarken, attıkları materyallerin geri dönüşüme katkı sağlayacağına dair ‘dilek’leri olduğu için bu terim kullanılır. Wish-cycling, iyi niyetle yapılsa da geri dönüşüm tesislerinde geri dönüşüme uygun olmayan maddeleri ayıklamak için ekstra zaman, para ve kaynak harcamak zorunda bıraktığından ötürü geri dönüşüm işlemlerinin çok daha zorlaşmasına neden oluyor.