Evet, “halk savaşı” temelsiz bir romantizmdi. Evet, yenilgi psikolojisiyle PKK gücüne “biat” hataydı. Evet, solu “kafasız” bırakan “kuyrukçuluk” ümitsiz salgın hastalıktı.
Artık: Hatalardan dersler çıkarılması zorunluluk değil mi? “Büyük resmi” görmek şart… Yeni değerlendirme yapmak şart… Geleceği önceden gören tutarlı teori oluşturmak elzem! Marksizm; sürekli olarak hayatın yeni gerçekleri karşısında derinleşip, zenginleşen ve kendi kendini aşan bir düşünce sistematiği değil mi? Sol, düzeni/sistemi sorgulayan politik öncülüğü‑önderliği tekrar ele geçirmelidir.
Yoksa… Bu kirli siyasi atmosfer Türk’ü ve Kürt’ü ile daha çok gencimizin ölmesine neden olacaktır. Faşizmin daha da güçlenmesine neden olacaktır. Mesele sadece “askeri” değildir. Asıl mesele, sorunun ideolojik boyutudur. Bu da ancak sol’un dirilişiyle mümkün olabilir!