İki müttefikin bu noktaya gelmeleri ilişkilerde uzun zamandır bilinen sıkıntıların patlama noktasına geldiğinin işaretidir (…) kendi başına önem taşıyan vize krizi ve bu krize yol açan 23 senedir Türk polisi ve yargısıyla işbirliği yapmış bir görevlinin tutuklanması hadiseleri, aslında yalnızca bardağı taşıran son damlalardır.
(…) iki taraf uzun zamandır ortak bir dil oluşturma konusunda zorluk çekiyorlar.
(…) vize krizini bir bakıma Türkiye’ye hayli sakil/kaba şekilde verilmiş bir “safını belirle” mesajı olarak da okumak mümkündür. Gerçekten de ABD, Ankara’ya, “Müttefik miyiz?” sorusunu soruyor olabilir.
O zaman belki Türkiye’de de bu ittifak, NATO üyeliği, Türkiye’nin dünyadaki yeri ve stratejik tercihleri hakkında hayallerden ve garezlerden değil gerçeklerden ve analizlerden beslenen bir tartışmayı başlatma zamanı da gelmiş hatta geçmektedir.