Hürriyet yazarı Selahattin Duman, bugünkü köşesinde Hürriyet yazarları Akif Beki ve Fatih Çekirge’yi ti’ye aldı.
Duman, ‘Gizemli Çekirge’ diye nitelediği Çekirge’nin, ‘lafı yuvarlayıp gerisini okurun ferasetine bıraktığını’, Beki’nin ise ‘o cenahta şarap haram sayıldığından ‘kutsal mango suyunu’ kafasına dikip ant içtiğini’ yazdı.
Duman, Ankara gazeteciliği ile İstanbul gazeteciliği arasındaki farkı ‘irdelediği’ yazısında, “İstanbul yazarı, yaşanan bir hikâyeyi tekrar ederken cümlelerin arasına ‘Vah Vah! Hay aksi! Cık Cık!’ gibi sayhaları yerleştirir, köşesinde servise sunar. Ankara önce, ortada kabak gibi duran gerçeğin üzerine bir esrar perdesi çeker. Sonra ‘Perde arkasını yazıyorum’ diye okura zarf atar. Ve hiçbir şey yazmayıp konuyu daha da karışık hale getiri. İstanbullu köşe yazarları da ‘Bunlar bir şeyler biliyordur’ deyip kendi yazılarına Ankara ekseninden ayar verdikleri için düğüm çatallaşır” dedi.
Akıl tutulması
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasındaki krizde de böyle olduğuna dikkat çeken Duman, “Özellikle Ankara kökenli gazeteci Fatih Çekirge ve Akif Beki’nin yazılarından sonra başkentte bir akıl tutulması yaşanmıştır” ifadesini kullandı.
Risale yazmış
Duman, Arınç ve Gökçek’in sözlerinde anlaşılmayan bir şey olmamasına rağmen ‘Gizemli Çekirge’ diye nitelediği Fatih Çekirge’nin, ‘Gökçek ile Arınç ne demek istediler?’ diye risale yazdığını belirtti: “Fatih Çekirge makalesine ‘Eğer Melih Gökçek’i tanıyorsam o mesajın anlamı şudur’ başlığını atmış. Kafası karışan herkese ‘Bravo valla! Düğümü çözmüş’ dedirtecek iddiada bir başlık. Peki, okuyunca işin aslını öğreniyor musun? Elbette hayır.”
Kafa öpme taktiği
Duman, Fatih Çekirge’nin kusursuz ‘kafa öpme’ tekniğini de ele aldı: “Yazar, önce Gökçek’i çok eskiden beri tanıdığını söyleyip iddiasını pekiştiriyor. Sonra Ankara gazeteciliğinin geleneğine uygun olarak ‘Bunlar bir şeyler çeviriyor ama’ deyip lafı yuvarlıyor. Gerisi okurun ferasetine kalmış.
Sanki Gökçek ona ‘Eğer yazarsan ölümü gör’ diye yemin verdirmiş.
Yazı ilerliyor. ‘Ne demek istedi?’ ara başlıklı yere gelindiğinde yeniden ümitleniyorsun. Ne var ki Fatih Çekirge tedbirli.
‘Ankara’da bir şeyler oluyor ama yazmak için henüz erken’ deyip, gizemine gizem katıyor. Tövbe diyeyim bu yazıdaki gizem, Ahit Sandığı’nın peşine düşen Ertuğrul Özkök’ün dizisinde bile yoktu.
Çekirge sır bekçisiyse Beki tapınak şövalyesi
Ardından sözü Akif Beki’ye getiren Duman, “Fatih Çekirge sır bekçisi ise Akif Beki de onu korumakla görevli tapınak şövalyesi” ifadesini kullandı: “(Beki) ‘İşin aslını ne yazarım ne yazdırırım’ demiş, o cenahta şarap haram sayıldığından ‘kutsal mango suyunu’ kafasına dikip ant içmiş. Hem yazmıyor hem de okuru alıp “Eğer güreşselerdi kim kazanırdı?” muammasının peşine takıyor. Lafı dolandırdıktan sonra “Güreşmedikleri için cevabı bilemeyeceğiz” deyip geri getiriyor.”
B12 tavsiyesi
Duman son olarak okurlarıma, Ankaralı gazetecilerle akıl oyunlarına girmemelerini önerdi: “Yazılarını
okumakta ısrarlıysanız takviye olarak B12 vitamini alın. Antidepresan ilaçlar da iyi gidiyor. Kafa tatlılaşıyor. Yazıyı bitirip boş bakarken, içerikle de uyum sağlamış oluyorsunuz.”