KKM uygulaması ilk başlatıldığında amaç paranın hızla dövize kaymasının ve TL’nin tepetaklak düşüşünün önüne geçilmesiydi. O zaman da çok söylenmişti; böylesi dolaylı ve sakıncalı bir yola başvurmadan Merkez Bankası politika faizi arttırılarak aynı etki çok daha doğrudan ve güçlü bir şekilde sağlanabilirdi; enflasyon da bu kadar artmazdı. Ama politika faizini arttıramayan Merkez Bankası dolambaçlı yollara sapmak zorunda kaldı.
Dünkü kararlardan anlıyoruz ki; Merkez Bankası hala faiz aracını etkili bir şekilde kullanmak yerine farklı yöntemlerle sorunu çözmeye çalışacak. Diğer bir deyişle kendisi faizi arttırmayacak ancak artışı bankalara yaptıracak. Diğer bir deyişle bankalar eliyle faiz artırımına gidecek.
Bu kararlar sonucu neler olabilir? Kastamonu Ilgaz Dağları’ndaki ünlü yol uyarı levhasında yazdığı gibi “Daş düşebülü, ayu çıkabülü, her şey olabülü.” KKM’den dönen para eğer faizleri yeterli bulursa TL mevduata dönebilir; eğer faizi enflasyona kıyasla düşük bulursa dövize kayabilir. Kısmen borsaya gider. Kısmen de altın olur yastık altına iner. Gayrimenkul piyasasının da bu değişiklikte bir miktar yararlanması olasılık dahilindedir. Yani her şey olabilir. Burada belirleyici kritik faktör faizlerin nereye kadar yükseleceğidir.