“Diktatör” diye kinimizi kustuğumuz Sisi yönetimindeki Mısır bile buğday ihtiyacı için 50 milyar doların üzerinde kaynak ayırıyor. İktidarın ise “Sudan’da da tarım arazisi kiraladık” propagandasının yalan olduğu ortaya çıkıyor. Devlet yönetme düşüncesinin, bazılarında “huzur hakkıyla” sınırlı kaldığı anlaşılıyor.
İktidar 20 yıl boyunca en çok kendi ülkesiyle uğraştı, enerjisi tükendi ve ekonomi dibe vurdu. Bu kritik dönemde Türkiye’nin eli iyice zayıf. Tıpkı 2002 gibi. Seçimlere bir yıl var. “İktidarda kalmak, iktidara gelmek” artık bilinçsiz bir hevese dayanmamalı. Muhalefet Türkiye’nin yaşam alanını, ekonomisiyle, toplumsal huzuruyla içeride; diplomasisiyle, ittifak anlayışıyla dışarıda planlamalı. “İki ayyaş” diye alay edenlerin Montrö’ye dört elle sarılmasından sonra geçerli, tutarlı örnek tektir: Kurtuluş ve kuruluşu getiren 19 Mayıs 1919 ruhu…