Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
İstikbal, göklerde olduğu kadar köklerdedir… Eğitim gibi toplum hayatında kritik öneme sahip kurumlarımız çok şükür var. Bunların sayısını arttırmak bir yana var olanların değerini korumak gerekir. Hele ki eğitimde gelenek oluşturmuşlarsa… Zaten gelenek, gelene ek demektir.
Ülkemizde 208 üniversite var ve bunlardan çok azı toplum hayatında kök salmıştır. Diğerleri ise öğrencilerle dolu kampuslarıyla kent ekonomisine katkı sağlamaktan öteye çok az gidebilmiş. Yılda 950 bin diploma üretiyor ve adeta üniversiteleri, ‘işsizler antreposu‘ gibi kullanıyoruz.
Türkiye’deki eğitim sisteminin yüzde 6’i Cambridge düzeyinde, yüzde 85’i ise Bangladeş seviyesinde… İyi okullar bu yüzden hayati önem taşıyor. Kaldı ki köklü okullarımızda sadece diploma üretilmiyor, buradaki gençler, ülkenin yarınını omuzlayacak kalitede ve örnek yurttaş düzeyinde yetişiyor. Kaldı ki eğitim, sadece okul ile sınırlı değil. Hele ki günümüzde ömür boyu eğitimin gerekliliği son derece belirgin iken… Yapay zeka çağında, ileri düzey eğitimli organik zekalarımızın büyük roller üstleneceğini biliyorum. Sorum şudur; biz bu beyinleri üretmezsek, onlar nereden gelebilir ki…