Türkiye faiz, döviz ve enflasyon sacayağında tıkanınca yabancıların baskı markajı da artmaya başladı. Kimi analist milli geliri dünya ekonomisinin ilk 20’sinde yer alan bir ülkenin para biriminde devam eden çöküşü şaşırtıcı bir gelişme olarak değerlendiriyor. Kimi ise risklerin arttığına vurgu yapıyor.
En son uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch; Türk bankaları için faaliyet ortamı skorunun ‘b+’ olduğunu belirtiyor, “bu not, Türkiye’nin makro ve politik oynaklığından, kur zayıflığından, enflasyonist baskılardan ve özellikle yüksek dış borç ve mevduat dolarizasyonu dikkate alındığında yatırımcı güveninden kaynaklanan riskleri yansıtıyor” diyor.
Ekonomide risk ölçütlerinin başında kredi risk primi gelir. Türkiye’nin kredi risk primi (CDS) 442 seviyesinde… Bu oranın yüksekliği; fiyatlamaların, maliyetlerin yüksek seyrini koruması anlamına gelir. Yabancının TL varlıklarına mesafesini ifade eder.
Ekonomide ikinci risk ölçer; döviz kurlarıdır. Kurların aşırı yükselmesi ve aşırı değer kaybı ekonomideki mal ve hizmet akışının dengesindeki değişime işaret eder. Üçüncü risk göstergesi; enflasyon, dördüncü risk göstergesi; faizdir. Faizlerin negatif olması da aşırı yüksek olması da risklidir.