Anadolu Efes şerbetçiotuyla Bilecik’in 6 bin 500 nüfuslu Pazaryeri ilçesinde 11 milyon liralık ekonomi yarattı. İlçedeki şerbetçiotu dikim alanı 20 yılda iki katına çıkarıldı.

Türkiye’de sadece Pazaryeri’nde yetişen şerbetçiotunda hasat gerçekleşiyor.
Yıllık ortalama 110 milyon liralık sözleşmeli tarım hammaddesi alımıyla kendini bir tarım şirketi olarak da niteleyen Anadolu Efes’in devreye girmesinin ardından 2000 yılında 709 dekar olan şerbetçiotu dikim alanı günümüzde 1500 dekara çıktı.

1 dekarlık tarlada dikili 450 adet şerbetçiotu bulunuyor. Her birinin ortalama boyu 7 ise metreye ulaşıyor. Pazaryeri’ndeki şerbetçiotu dikim alanı toplamda yaklaşık 200 futbol sahası büyüklüğünde bir alana denk geliyor. Dikilen şerbetçiotlarının boyları uç uca eklendiğinde 9 bin kilometreyi aşıyor.
Ağırbaş: Kendimizi aynı zamanda bir tarım şirketi olarak görüyoruz

Şerbetçiotu hasadına katılan Anadolu Efes Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş şöyle konuştu: “Biralarımızı su, maya, arpa ve şerbetçiotundan üretiyoruz. Yani hammaddelerimizin yarısı topraktan geliyor. Bu yüzden Anadolu Efes olarak tarıma büyük önem veriyor ve bu sektörü çok uzun yıllardır destekliyoruz. Sözleşmeli alım modeli ile çiftçilerimize 10’ar yıllık alım garantisi sunarak tarımsal ekonomiye sürdürülebilir katkı sağlıyoruz. Bununla birlikte Türkiye’de maltlık arpa tohumu üreten ilk yerli firmayız. Ayrıca kendine ait iki malt üretim tesisi ve bir şerbetçiotu işleme tesisi bulunan tek bira şirketi olarak ülkemizde üretilen şerbetçiotunun da tek alıcısıyız. Yıllık ortalama 110 milyon TL’lik şerbetçiotu ve arpa alımıyla tarımsal ekonomiye katkı sağlıyoruz. Bu anlamda kendimizi sadece bir
bira şirketi olarak değil aynı zamanda bir tarım şirketi olarak da görüyoruz. Kendi ziraat mühendislerimizin geliştirdiği 17 arpa tohumu ve yedi şerbetçiotu çeşidimiz bulunuyor. 38 farklı şerbetçiotu çeşidi üzerinde yeni çeşitler geliştirmek için Ar-Ge çalışmaları yürütüyoruz. Ar-Ge çalışmalarımız sadece tarımla sınırlı değil. Türkiye’nin dünya bira pazarındaki rekabetçiliğini güçlendirmek için üretim teknikleri üzerinde ciddi inovasyon çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Bu bağlamda son olarak +1 dinlendirme tekniğini geliştirdik ve Haziran ayından itibaren ana markamızı bu teknikle üretmeye başladık. Maltın bira üretim sürecindeki dinlendirme süresini iki katına çıkartarak, malt lezzetinin biraya daha fazla geçmesini sağlayan +1 dinlendirmeyle dünya bira literatürüne mevcut iki tekniğin ardından üçüncü bir teknik kazandırmayı hedefledik. Dünyanın önde gelen uluslararası bira standartları enstitüsü VLB Berlin tarafından onaylanan +1 dinlendirme tekniği için patent başvurularımızı gerçekleştirdik. Hem tarım hem ürün hem de üretim tekniği anlamında
Ar-Ge ve inovasyona yatırım yapmaya devam edeceğiz.”