Türkiye AKP tarafından şiddet sarmalına sokuldu ve bundan nasıl çıkacağı belli değil.
Bu gidişatın mantıklı sonucunda bir iç savaş var. AKP, bu yoldan gidip Recep Tayyip Erdoğan’ın istediği erken seçimleri kazanarak, “kurtarıcı” kisvesiyle ülkeyi tekrar “normal” rayına oturtmayı planlıyorsa, hayal görüyor.
AKP’nin, PKK ile savaşı ve HDP’yi siyaset alanının dışına itme çabalarında uluslararası destek alamayacağı da gün geçtikçe netleşiyor.
AKP’nin Türkiye’yi hem Batı’da, hem de Doğu’da içine sürüklediği “değersiz yalnızlık” burada da baş gösterdi.
AKP, iç siyasi hesapları uğruna PKK’ye karşı topyekûn savaşını sürdürürken, özellikle dışarıda dikkatleri farklı yöne çekmek için eşzamanlı olarak IŞİD’e karşı “kapsamlı mücadeleye” girmeyi de planlıyor olabilir.
Ancak bu son derece tehlikeli olur, zira bu plan, PKK saldırıları artarken bunlara IŞİD saldırılarını ekleyecektir. Bunlar da ağırlıklı olarak sivil hedeflere yönelecektir.
Uzun lafın kısası, Türkiye’nin iki cephede yürüttüğü asimetrik bir savaştan başarılı çıkma olasılığı çok düşük. Olan sonunda masum insanlara olacaktır.
Göz göre göre ülkeyi bu noktalara sürükleyen politikacıların varlığı en büyük talihsizliğimizdir.