Yargı istatistiklerinin yıllar içinde sınanmış verilerine bakarsak, halen cezaevlerinde bulunan tutukluların sayıca önemli bir bölümünün yargılama süreci sonunda beraat edeceğini tahmin edebiliriz. Şüphelilerin bir bölümü hakkındaki suçlamalar da muhtemelen daha önceki soruşturma süreci sonunda düşecektir. Bu gerçeğin ışığında belli bir bölümünün masumiyetinin ortaya çıkması muhtemel olan tutukluların durumunun da bu teklifte bir şekilde ele alınması gerekirdi.
Yasa teklifinde bu konuda bir çözüm öngörülmemesi bir çıkış yolu olmadığı anlamına gelmiyor. Bu takdirde en azından hâkimlerin sürmekte olan davalarda ya da sulh ceza hâkimlerinin tahliye başvuruları karşısında ‘adli kontrol’ hükümlerini işleterek, özellikle yazar, gazeteci, kanaat önderi konumundaki tutukluların tahliyeleri yönünde vicdanları rahatlatacak bir hareket tarzı benimsemeleri önünde hiçbir engel yoktur. Esas olan zaten tutuksuz yargılamadır.