Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinin kurumsal olarak yeniden canlandırılması yönünde belli bir kıpırdanma hissedilirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki haftanın ikinci yarısında Almanya’ya yapacağı resmi devlet ziyareti, Avrupa cephesinde uç vermeye başlayan bu ısınmaya ivme kazandırmaya adaydır.
Avrupa ile yumuşamanın kalıcı hale gelebilmesinin olmazsa olmaz bir gereği, hükümetlerin yanı sıra Batı kamuoylarında da tepki yaratan demokrasi ve hukuk alanındaki problemlerin üzerine gidileceği konusunda yeni bir iradenin ortaya çıkmasıdır. Türkiye’nin bu alanlardaki irade değişikliğine işaret etmek üzere sergileyeceği sembolik jestlerin bile Avrupa cephesinde çok sıcak bir dalgayı tetikleyeceğini ve fazlasıyla karşılık göreceğini tahmin etmek hiç de güç değildir.