Pentagon’un açıklamasının ana unsurlarını şöyle özetleyebiliriz:
“- ABD, Suriye’deki yerel güçleri eğitmeyi sürdürüyor. Bu eğitim, yerlerinden edilmiş insanların dönüşünü sağlamak üzere tasarlandı. DEAŞ’ın yeniden ortaya çıkmaması önemli. Bu program, yeni bir ordu ya da geleneksel bir sınır gücü değil.
– Bu program güvenlik güçleri DEAŞ savaşçılarının Suriye’den kaçmasını ve kurtarılmış bölgelerdeki güvenliği tehdit etmelerini engellemek üzere Suriye’nin içine odaklıdır.”
Aslında Pentagon, bu açıklamayla Suriye’de Kürt (YPG) ve Arap unsurlarından oluşan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile çalışmaya devam edeceğini, hatta SDG unsurlarını eğiteceğini saklamıyor. Yalnızca, bunun “yeni bir ordu” ya da “sınır gücü” olarak nitelendirilemeyeceğini söylüyor. Ayrıca açıklamada DEAŞ bağlamında vurgulanan “kaçışların engellenmesi” hedefi, kaçınılmaz olarak sınırda alınacak önlemleri gerekli kılacaktır.
Bu açıdan baktığımızda ABD yönetiminin yaptığı, pazar günü Türkiye cephesinde tepkileri tetikleyen açıklamanın tonunu düşürüp terminolojisini yumuşatmak olmuştur. ABD’nin SDG ile Suriye’de sahada çalışmaya devam edeceğini duyurması, SDG’nin omurgasını PKK’nın uzantısı YPG’nin oluşturduğu dikkate alındığında, Ankara ile Washington arasındaki sıkıntının süreceğinin işaretidir.