Salgın egemenlerin tüm o normalleştirme çabalarını da yerle bir etti. Gittikçe daha fazla insan bu eşitsizliklerden, derinleşen yoksulluktan rahatsız. Kendi hayatlarına değen yerinden de olsa, akşam iş çıkışı oturdukları kahvenin camlarını kaplayan kağıtların, bomboş kalmış mahalle berberinin dükkanı içinde terk edilmiş saç tutamlarının önünden bir suçluluk duygusuyla, yüreği acıyarak geçiyor. Dayanışma ağları yaygınlaşıyor, güçleniyor. Kurulan, yaygınlaşan bu ağlar nasıl da kıymetli ama yeterli değil. Sorumluluk var olan devlet mekanizmasının. Eşitsizlikleri ortadan kaldıracak politikaları talep etme ödevi de bizlerde, yurttaşlarda.
Şebnem Korur Fincancı’nın yazısı