Etkili bir GöREV eylemi sonrası TTB kapatılsın etiketi ile ortaya çıkılması, bir parti başkanının bizi suçlulaştırma söylemi, ardından Terörle Mücadele Daire Başkanlığının hakkında arama kararı bulunduğunu iddia ettiği, yargı kararı olup olmadığını da bilmediğimiz bir gazetecinin programına çıktığım için hakkımda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu sosyal medyada açıklaması, istedikleri etkiyi yaratamayınca bu kez şiddete uğradığını bildiren bir meslektaşımızın olay anına ait olduğu iddia edilen ve nasıl medyaya servis edildiği, üzerinde herhangi bir oynama yapılıp yapılmadığı bilinmeyen kamera görüntüleri üzerinden meslektaşımıza destek olanlar da dahil edilerek yöneltilen ağır tehditlerle yeniden meslek örgütümüzü suçlulaştırma girişimleri birlikte ele alındığında bu kadrolu hakikat bükücülüğün bizleri haklarımız için mücadele etmekten vazgeçirmekten öte bir anlam ifade etmediğini görmekte yarar var. Bu düşmanlaştırma çabalarına izin vermemek elimizde. Biraz nesnel bir araştırma, gerektiğinde bizlere ulaşıp sorarak… Ancak basın ne yazık ki böyle nesnel bir yaklaşımdan çoğunlukla uzak duruyor, bu suçlulaştırma ve düşmanlaştırma siyasetine kolayca teslim olabiliyor.
Şebnem Korur Fincancı’nın yazısı