İstanbul Film Festivali’nde gösterimden üç saat önce programdan çıkartılan ‘Bakur’ belgeselinin yönetmenlerinden Ertuğrul Mavioğlu, “Sansüre karşı yapılacak tek şey mücadele etmektir” dedi.
Taraf gazetesinden Suzan Demir’in sorularını yanıtlayan Ertuğrul Mavioğlu, “Festivalin tarihi belli, Bakur’un hangi gün gösterileceği de aylar öncesinden belliydi. Böyle bir manidarlık varsa da bizden kaynaklı değil. Üstelik İstanbul Film Festivali’nden kaynaklı bir durum da değil” dedi.
Mavioğlu, “Kararın politik olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna da “Ben İKSV yöneticileri yerinde olsam, Kültür Bakanlığı’yla yapılan telefon görüşmelerinde neler konuşulduğunu kamuoyuna açıklardım. Nitekim bize kısmen verdikleri bilgileri aktarıyoruz…” yanıtını verdi.
‘Sansür ateşten gömlektir’
“Ortaya çıkıyor ki, Kültür Bakanlığı bu kaba hatta sinsi sansürle, eser işletme belgesi bahanesini ortaya atarak, sanki hukuki bir eksiklik içerisindeymişiz gibi bizi mahkûm etmeye çalışıyor. Ama öte yandan da bu uyguladığı sansürü üstüne almak istemiyor. Çünkü sansür ateşten gömlektir kimse sırtına giymek istemez. Ama bunu alttan alta yaparlar. Bu sinsilik, kurnazlık ve çakallık buradan geliyor” diyen Mavioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz bunu çok kısa süre içerisinde deşifre olduğunun farkındayız. İyi ki deşifre oldu ve tüm sinemacılar bu gerçeği gördü”
‘Eser işletme‘ ya da ‘kayıt tescil‘ belgelerinin ‘Kültür Bakanlığı’nın sansürcü kafası‘nın bir göstergesi olduğunu söyleyen Ertuğrul Mavioğlu, “Evet, filmin gösterilmemesi elbette olumsuz bir durum çünkü ilk gösterimler yapımcı ve yönetmenler için önemlidir. Fakat diğer yandan bu kötü durumdan yeni bir şey de doğdu. Türkiye sinemasında hep sansür oldu, bu da Bakur’un başına gelenlerle bir kere daha teyit edilmiş oldu” diye konuştu.
İnsanları asit kuyularına atan ben değilim
Sansüre karşı yapılacak tek şeyin mücadele etmek olduğunu söyleyen Mavioğlu, “Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki o kadar emek harcıyorsunuz, dağ-tepe dolaşıyorsunuz, simyacı gibi, felsefe taşını bulmak gibi bir şey belki de. Yani oturup araştırıyorsunuz. Ama birden karşınıza dikilip “Sen teröristsin” diyorlar. Ben katır öldürmedim onlar gibi ya da insanların üzerine bombalar yağdırmadım. O insanları asit kuyularına atan da ben değildim. Sen yaptın bunları, ben değil. Kimmiş terörist? Ben sadece film çektim ve biz İstanbul Film Festivali’ne davet edildik” dedi.
Bu iş katır öldürmeye benzemez
“Ben filmi izleyenlerden değil, izlemeyenlerden çekiniyorum” diyen Mavioğlu nedenini şöyle açıkladı: “Çünkü otorite, bu memleketin hamuruna kazıdı sansürü ve ifade özgürlüğünü. Artık gazetecilik yapamıyoruz. Farklı şekillerde yapmaya çalışıyoruz. Filmi salondan kovmakla bir farkı yok işten attırmanın. O yüzden elbette hoşlarına gitmeyecek.”
“Belgeseli göstermek gibi bir planınız var mı?” sorusuna da Mavioğlu, “Su akar çatlağını bulur… Bu filmi kimse tutamaz. Çünkü bu iş öyle katır öldürmeye benzemez” yanıtını verdi.