Şu İran’ı yöneten kadroya bakın; hepsinin birer Şah İsmail olduğunu görürsünüz. İran’ın bütün yönetici kadrosu Londra, Washington ve New-York merkezli üniversitelerden mezundur. İran’daki yayılmacı molla diktatörlüğü kesinlikle göründüğü gibi Batı karşıtı falan değildir; bu görüntüdür, Batı emperyalizminin ta kendisidir. İran’daki ‘mollalar’ın hepsi seküler, ‘çağdaş’ birer Şah İsmail’dir. Yemen meselesi yeni bir Safevi-Memluk ittifakını arayan ve arkasında neocon küresel oligarşisi olan İran’ın yayılmacı politikalarının sonucudur. İran bugün Arap Baharı’nı boğazlayan bir devlete de dönüşmüştür.
Şimdi Türkiye, bu tarihsel gerçeği hiç bilmiyormuş gibi yapabilir mi; tabii ki hayır; Yavuz’dan beri biliyoruz bunları. Tam beş yüz yıldır biliyoruz.
Ancak işin ilginci Şah İsmaillerin yalnız İran’daki mollalarla sınırlı olmaması; Türkiye içinde de öyle çok Şah İsmail var ki…