Siyasi ve hukuki sorumluluk almadan işi şimdilik ahirete havale ettiler. Kurumları çökertilmiş bir memlekette daha fazlasını beklemenin de anlamı yok.
Şimdi cemaatin kurduğu eğitim ağını, TÜRGEV’ler Ensar’lar devralır. Cemaatçi subay yetişmesin diye bu defa terfilerde AKP’ye yakınlık önem kazanır. Liyakat ilkesinin lafta kalması kuvvetle muhtemel. Bu kadar “kandırılmış” bir iktidarın sadakat haricinde bir ilkeye dayanacağını düşünmek zor.
Senelerce dalga geçildi. Ama gerçekten “her şeyin başı eğitim”miş. Sosyal devletin gerekleri yerine getirilmeyince, yoksul ve yetenekli çocuklar bir şarlatanın ağına düşürülmüş. Kamucu, halkçı bir eğitim reformu yapılmazsa, bu tablo kendini başka şekillerde tekrar edecek. Maarif Vakfı gibi bir projesi olanların, eğitim reformunun ne olacağı da ortada.
Sürekli aldatılan bu iktidarın bir çözüm formülü bulması imkânsız.
Çözümü ancak halkçı, laik, demokrat bir çizgi getirir. Memleketin çocuklarını sahipsiz bırakmayacak, onlara bir birey olarak özgürce kendilerini gerçekleştirebilecekleri imkânları sunan tarafsız, laik sosyal bir cumhuriyeti yeniden inşa etmeli.