Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Hacıhüseyinler köylüleri, arkasına siyasi iktidarın tüm desteğini alan TÜMAD Altın Şirketinin maden ruhsat alanını genişleterek yaylalarına çökmek istemesine karşı son derece kararlı bir direnişle, kitlesel olarak yaptıkları eylemlerle yüzlerce yıldır ekip biçtikleri, konup göçtükleri yaylalarını altıncı şirkete kaptırmadılar. Şirket ve devlet kurumları “şimdilik” Hacıhüseyinler Yaylası’nı ağızlarına almıyorlar.
Yıllarca, ekseri çoğunlukla iktidar partisine ve onun küçük ortağına oy veren köylülerde, ekonominin kötü gidişatı, tarımın, hayvancılığın içler acısı hali, emekli olup ata topraklarına dönenlerin emekli aylığı ile köyde bile geçinememeleri canlarını burunlarına getirmişti. Ancak sabırlarını taşıran son damla yaylalarına çökme girişimi olmuştu.
Özellikle Ege’de Hacıhüseyinler gibi onlarca köyle karşılaştık son bir yılda. Ülkenin dört bir yanında gittiğimiz köylerde, köylülerde AKP ve MHP’den ciddi kopuşların olduğu görülüyordu. Öte yandan, ülkenin üzerinde estirilen bu korku rüzgarları, “Öte git” diyenin gözaltına alınması, tutuklanması, adaletin kırıntısının dahi kalmadığına dönük görüntüler, haberler, köylere kadar ulaşmış, kimse ağzını açmak istemiyordu. “Biz her şeyi biliyoruz da…” deyip susmak köylülerin konuşmaya çekindiklerinin en önemli göstergelerinden birisiydi.