Türkiye’nin içinde bulunduğu derin bunalımdan çıkması için elbette birçok şey yapılmalıdır. Ancak öncelikle yapılması gereken şey, ruhsal ve zihinsel paradigmanın değiştirilmesidir.
21. yüzyılda demokrasiyi sandıkçılık ve oyçokluğu oyununa indirgeyen, yasama, yürütme, yargı arasındaki güçler ayrılığı ilkesini yok eden, yargının bağımsızlığını ve düşünce, ifade, yayın, örgütlenme özgürlüğünü ortadan kaldıran, laiklik ilkesini yerle bir eden, eğitimi dinselleştirerek halkını cehalete mahkûm eden, sosyal ve ekonomik adaleti sağlayamayan, Anayasa’nın 2. maddesindeki “demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti” ilkesini fiilen bertaraf eden AKP iktidarının, ahlaktan, erdemden, adaletten ve haktan söz etmesi, boş laftan ve safsatadan başka bir şey değildir.