Eğer AKP’nin ve MHP’nin toplam oyu yüzde 40’lara düştüyse, CHP, İYİP, SP, HDP, DEVA ve GP gibi muhalefet partilerinin toplam oyu yüzde 50’nin üzerine çıktıysa, AKP’nin söz konusu baskıcı uygulamaları bir provokasyon olarak da değerlendirilebilir.
Tarihte, seçimle iktidara gelen faşist baskıcı dikta yönetimlerinin, nadiren seçimle iktidardan ayrıldıkları dikkate alınacak olursa, AKP’nin, başta CHP’liler olmak üzere, muhalefet kitlesini provokasyonla sokaklara dökmek, bunun ardından oluşacak bir iç kargaşayla da, 2008 yılından itibaren yürürlüğe koyduğu sivil darbe sürecini tamamlamak ve muhalefeti tamamıyla ortadan kaldırmak doğrultusunda planlar yapması olasıdır.
Bunlar elbette sadece bir olasılıktır. Erdoğan ve AKP böylesine alçak bir planın içinde midir, değil midir, bu ayrıca araştırılması gereken bir konudur. Tarih, faşizmden her şeyin beklenebileceğini, insanların hayal bile edemedikleri şeylerin, faşist yönetimler tarafından uygulandığını, insanlığa öğretmiştir. Bu nedenle, uzak ve yakın tarihten ders alan tüm vatandaşlar, bütün olasılıkları ciddiye alarak hareket etmelidirler.