İlk bakışta, “her şeyi ben yöneteceğim” hırsı gibi görünüyor olup bitenler…Ama daha dikkatli bakınca, çok daha ürkütücü bir zihniyet dünyası görünüyor arka tarafta… O, bütün ülkeyi, bütün bu ülkenin kaynaklarını, bütün kamu gücünü kendi kişisel malı gibi görüyor.
İşte her şey böyle bir kişiye ait olunca, hak ve hukuk üzerinden yapılacak tartışma da manasız bir laf salatasına dönüşüyor…
Ne dersem diyeyim, bütün söylediklerim, ülkenin üzerinde çınlayıp duran o ses tarafından bastırılıyor. O ses, bu ülke benim kişisel mülküm, dilediğimi yaparım diyor…
Bütün bu olanlara bu ülkenin vatandaşları ne diyor, onu da 1 Kasım’da göreceğiz…