Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Cumhuriyetin kurucuları dört koldan eğitim için her yöne saldırı halindedir.
Başöğretmenleri Atatürk olan Millet Okullarıyla tüm halkı okuma yazma öğrenmesi için seferber olunur. Halkevleri, Halk Odaları kurulur. Üniversiteye Alman bilim insanları yerleştirilir.
Dergiler, gazeteler, bilimi dergileri, tercüme dergileri…
Bir ulus yaratılıyor.
Köy Enstitüleri, dünyanın klasik eserleri Türkçeye çevrilir.
Bir avuç insan büyük bir nüfusun önünde koşar…
Dünya ölçeğinde saygın bir Aydınlanma-eğitim seferberliği…
Atatürk Cumhuriyetinin (1923-1938) son büyük çıkışına Hasan Âli Yücel ve arkadaşları önderlik edecektir.
1946’da bu parlak döneme son nokta konur…
Sonra, eğik düzlemde Türkiye yavaş yavaş kaymaya başlayacaktır.
NATO, Amerika’nın NATO’nun savaş cephesinin ülkesi, darbeleriyle, kalkınma iradesini terk etmesiyle, yoksulluğun ve demokratiksizliğin kapıları açılır.
1950’den itibaren 19 ekonomik çöküş ve IMF’ye boyun eğme dönemi…
Ve eğik düzlemde, bu iktidar döneminde, başta eğitim olmak üzere her alanda çok daha büyük bir hızla aşağı doğru kayma…
Atatürk dönemi şüphesiz biteli çok oldu.
Ama o kadar sağlam temeller atıldı ki bu millet her an silkinip ayağa kalkmaya ve nerede kalmıştık diyerek kuruluş kulvarında koşmaya hazır.
Yeter ki inanılsın, güvenilsin…
Başarılacağına…
Yaşasın 19 Mayıs, yaşasın gençlik…