Tamam, ülkenin anayasa varmış gibi yaşandığı, davranıldığı, yönetildiği açık.
Tamam, yasaların, tepe siyasetin cenderesinde ezilip büzüldüğü, nefes alamadığı; yasaların gerçeklerde bir karşılığı varmış gibi uygulandığı da açık ve seçik.
Fakat keyfiliğin ve otoriterizmin kaynağının sınırları var. Bir yerde durmak zorunda kalıyor. Hep kalacak!
Keyfi politikacının günlük etki alanının epey dışında kalarak uzun dönemli görevini sürdürmenin güvencesiyle hareket edebilen Anayasa Mahkemesi’nin kararı buna bir örnek. Mutlaklık isteyen otoritenin çarptığı duvar.
Basın hürdür sansür edilemez diyeceksiniz. Ama basın özgürlüğünü tamamen ortadan kaldırmak için elinizden geleni ardınıza koymayacaksınız. Bir bir yalan söylemeyi marifet sayacaksınız. Hukuksuzluk yaparken suçüstü yakalanacaksınız, bunun haberini yapanları vay casuslar diye karalayıp içeri attıracaksınız.
Ve dünyaya rezil olacaksınız…